Diğer yandan Yiğit Köyü’nü basan Yunanlılar,15 köylüyü köy camii’nin alt katına kapatarak camiyi ateşe vermişler ve burada 15 köylüyü diri diri yakmışlardır.
Cerrah ve Yenice’de oturan Rum ve Ermeni çeteleri de bir proveke olay meydana getirerek Doma köylülerin üzerine atmışlardır.
Yapılan bu iftiraya kanan Yunan ordu birlikleri, Doma Köyü’nü kuşatmışlar ve bir çok masum köylüyü -haksız yere- şehit etmişlerdir.
Bu arada Yunan ordu birlikleri, sudan bahaneler ile tutukladıkları 250 kadar İnegöllüyü Yunanistan’a götürmüşlerdir.
Bu nedenle yaşlı İnegöl’lüler, işgal kuvvetlerine karşı pasif bir direniş gösterirken bir çok İnegöl’lü genç de dağa çıkmış ve Erikli/ İclâliye Köyü civarında yaşam mücdelesi vermişlerdir.
Harputlu Yüzbaşı Avni Bey’in komutasında İnegöl’ün işgaline karşı çıkan ve şehit düşen 50 kişiye ilâveten Büyük Taarruz sonrasında Aksu-Dimboz hattında kurulu Yunan tümen karargahının sökülüp atılması esnasındada 46 er, şehit olmuş; 19 er, kaybolmuş; 12 subay ve 208 er de yaralanmıştır.
6 Eylül 1922 günü saat 05 sularında Üçüncü Kolordu Komutanı Şükrü Nâilî Paşa, Pazaryeri –Nazifpaşa ve Kurşunlu güzergâhını takip ederek Çitli Köyü’ne gelmiş ve 8-10 Eylül tarihleri arasında da İnegöl’e girmiştir.
Böylece esâretten kurtulan İnegöl halkı, sür’atle savaş yaralarını sarmaya ve normal bir hayat düzenine geçmeye gayret sarfetmiştir. Ancak bu dönemde de oldukça sosyal problemler yaşanmıştır.
Şöyle ki Lozan Antlaşması’nda yer alan “Mubâdele / Yer Değişimi” maddesinin, uygulamaya konmasıyla İnegöl coğrafyasında bulunan Cerrah ve Yenice beldelerindekigayr-i Müslimler, Batı Trakya’da yaşayan Türkler ile mübâdele edilmişlerdir.
Şüphesiz bu değişim, İnegöl’lülerin sosyal hayatında önemli değişikliklere sebep olmuştur.
Bu arada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Lozan Antlaşması ile sınırları belirlenen yeni Türk Devleti’nin, çağdaş bir yapıya kavuşması için, yapılmasını ön gördüğü ve bir evvelki bahiste sıralanan inkılapları gerçekleştirmek üzere hem yerel ve hem de genel yönetimde köklü değişiklikler yapılmış; eski kadrolar değiştirilmiş ve yeni kadrolar oluşturulmuştur.
Konuya Noktacı Kasım Efendi açısından bakıldığında bu dönemde İnegöl’deki sosyal yapı değişikliklerini şöyle özetlemek mümkün olacaktır: Bu dönemde İnegöl, zaman zaman Yunan ordu birliklerinin işgaline uğramıştır.
Bir önceki bahiste kısaca tasvir edildiği üzere 1. ve 2. İnönü savaşları sonrasında Yunan ordu birliklerinin 3. defa yaptığı ileri harekât sonrasında Sakarya-Kütahya hattına kesin olarak yerleşmişler ve Türk savunma hatlarını Sakarya’nın doğusuna atmışlardır.
SakaryaKütahya hattında vuku bulan ve tarihe Sakarya Muharebesi olarak geçen bu ölümkalım savaşı sonrasında İnegöl’lüler, büyük sıkıntı çekmişler; toplu tutuklamalar yapılarak Yunanistan’a götürülenler olmuş; zaman zaman namuslara göz dikilmiş, haysiyet ve şerefler rencide edilmiştir.
Doma Köy ve Yiğit Köy örneğinde görüldüğü üzere toplu katliâmlar yapılmıştır. Şu kadar var ki İnegöl halkı, meydana gelen bu kaos ortamında çekmiş olduğu bütün bu sıkıntılara rağmen kurtuluş ümidini yitirmemiş; psikolojik savaş taktikleri,iç ve dış istihbarat çalışmalarının doğurduğu bilgi kirliliği içinde bazı bunalımlar yaşamış olmasına rağmen Kuvây-ı Milliyyenin yanında yer almıştır.
RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan
Ayhan Talha Bayraktar