Bir yılı daha bitirip, yeni bir yılın eşiğindeyiz. Öncelikle yeni yılın ülkemize,  milletimize ve herkese hayırlar getirmesini diliyorum.

Efendim yeni bir yıla merhaba derken yine her zaman olduğu gibi daha günler önceden tartışmaları başladı. Yılbaşı kutlamaları doğru mudur, piyango bileti, hindi almak, eve çam ağacı dikmek, daha başka eğlenceler yapmak doğru mu değil mi diye tartışır dururuz. Her yılbaşı öncesi bu sıkıntılar maalesef yaşanmaya devam ediyor. Din adamlarımız bizim dinimizde, kültürümüzde ve tarihimizde yılbaşı kutlamasının yerinin olmadığını savunurken bir taraftan da yılbaşı kutlamalarından vazgeçmeyenler milli piyango bileti alır,  evine çam ağacı diker,  modernleşme, ilericilik ve Avrupalılık aşkına içkileri su gibi içer rezilliğin her türlü daniskasını yaparlar. Aslında mesele yılbaşı kutlaması değil bizi son iki yüz yıldan beri Avrupalılık olmak aşkına, kendi değerlerimize, kendi kültürümüze kendi yaşantımıza,  örf ve adetlerimize yabancılaşma meselesidir. Son iki yüzyıldan beri başta yılbaşı kutlamaları olmak üzere daha birçok şeylerde Avrupalılara benzemeye çalışmamıza rağmen ne tam Avrupalı olabildik ne de bilhassa kendi dini ve milli değerlerimize ters düşerek tuhaf bir toplum haline geldik. Zaten biz onlara benzemek için elimizden gelen ne varsa yapmaya,  çalışmamıza rağmen onlar bizi hiçbir zaman kendilerinden saymıyorlar. Biz onlara benzemeye çalışmak için can atmaya devam ederken onlar bizim bilhassa dini adetlerimizi ve diğer dini kutlamalarımızın hiç birisini değil yaşamak kabullenmek bile istemiyorlar. Siz hiçbir Avrupalının veya bir yabancının bizim hicri yılbaşımızın olan Peygamber Efendimizin Mekke den Medine ye hicretini biliyorlar mı veya duysalar inanıp acaba kutlama yoluna gidecekler mi. Şüphesiz ki bu mümkün değil. Onlar böyle düşünür ve yaşarken biz onları körü körüne niye taklit edelim niye onlara benzemeye çalışalım. Yine Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor-Bizden olmayanlara benzemeye çalışan, bizden değildir.  Daha çocuklar bile nerden duyuyor nerden öğreniyorlarsa günler önceden yılbaşı kutlamalarına özendiriliyor, şartlandırılıyorlar.Biz hiç yılbaşı kutlaması yapmamıza rağmen , bizim okula yeni başlayan torunum geldi ve nereden duyup veya öğrendiyse-Dede bizde yılbaşı kutlayıp çam ağacı alacak mıyız diye sormaz mı.Şaşırdım ve daha bu yaşta bile çocukların böyle bir şeye  özendirilmesine üzüldüm doğrusu.

 Şimdi yine bir yılbaşı kutlaması yapıp, hindisinden piyango biletine, çam ağacından içkisine varana kadar   milyonlar  harcayacak her türlü rezaleti yaşayıp,  göreceğiz. Ve bunun adını da yılbaşı kutlaması diyeceğiz.Böyle bir kutlama bize  hiçbir şey kazandırmaz.Geçen gün bir TV kanalının alt yazısında okudum ve çok üzüldüm, aynen şöyle bir alt yazı geçti, İstanbul da  yıl başı gecesi tamı tamına 39 bin polis görev yapacakmış.Üzülmemek elde değil , olacak şey değil, sanki yılbaşı gecesi bütün İstanbul sokağa dökülecek , sokaklar yaşanacak olmaktan çıkacağı için bu kadar polis görev yapacak ve güvenlik için evlerinden sıcak yuvalarından uzakta görev başında sabahlayacaklar.Yazıktır, günahtır biz bu hale  mi gelecektik.Diğer taraftan yılbaşında kutlamalarda onca lüzumsüz harcama yaparken Arakanda, Suriye de,Irakta Doğu Türkistan da Suriye de ve Filistin de savunmasız, suçsuz günahsız çocuklar öldürülürken, Afrika da ve bilhassa Yemende açlıktan binlerce çocuk ölürken hiç vicdanımız sızlamıyor  mu. Onlara biraz daha fazla yardım için bir şeyler yapabiliyor muyuz. Yine ağaç kesimine  karşı çıkarken yılbaşı gecesi kesilen onca çam ağacına sesini çıkarmayan çevreciler ve enteller, kurban bayramını hayvan katliamı gibi karşı olanlar onca hindinin boğazlanmasına sesini çıkarmıyor, ülkemizde ve dünyada binlerce aç sefil ekmeğe muhtaç çocuk varken su gibi para harcayıp piyango biletine içkisine ve diğer dinimizde olmayan şeylere israf edenler  ne zaman gerçeği görebilecekler. Bir toplum bu kadar mı kendine yabancılaşır. Çok yazık.

  2024 bitirip 2025 e girerken bir yaş daha yaşlandık diye üzülecek yerde oturup geçen yılı nasıl geçirdik ve yeni yılı nasıl yaşamamız gerekir diye bunun muhasebesini yapmamız lazım. Ben bir yıl daha yaşlanırken kendim için, ailem için, ülkem ve memleketim için ve hepsinden en önemlisi Allah için ne yaptım ve yeni yılda da nasıl bir hayat yaşayacağım bunun muhasebesini yapmamız lazım diye düşünüyorum. Herkese yeni yılda sağlık. mutluluk ve başarılar diliyorum.

ASLAN TORUN