Hani derler ya her işin başı sağlık, bugünkü yazımda bu kavramdan esinlenerek her işin başı saygı kavramını kullanmayı tercih ettim. Malum mübarek ramazan ayı içindeyiz.
Bu ayın hikmeti, rahmeti ve mağfireti adına inananların bazı özelliklerini insanlık adına kullanmaları yine inananlar tarafından beklenir.
Ülkemizin insan yetiştirme düzeni o kadar kokuşmuş ki ramazan ayı gelmiş, kutsal ay gelmiş inandığı ya da mensubu olduğu Müslümanlık bile birçok insanın umurunda değil.
Müslüman demek ne demek? Önce bu lafzın içini doldurmak gerek. Müslüman olduğunu iddia eden insanlardan her zaman ve her dönem adalete, hakka, hukuka riayet eden ve bunları davranış olarak gösteren insanlar ilk başta akla gelir.
Bu insanlardan beklenen davranışlar kutsal ay ve günlerde daha çok beklenir.
Ramazan ayının gelmesi nedeniyle gıda sektöründe ki hareketlilik diğer sektörlere göre daha fazla bu piyasa ekonomisinin icabı arz ve talep dengesiyle ilgili.
Her cumartesi günü evimizin meyve ve sebze ihtiyacını karşılamak üzere pazara çıkarım. Pazarda bütün pazar yerini gezdikten sonra ihtiyacımız olanı alırım ve eve dönerim.
Bu hafta yine pazara çıktım, geçen hafta pazar fiyatlarıyla bu hafta ki pazar fiyatlarını özellikle karşılaştırtırdım. Acaba ramazan ayında ki fiyatlar ile ramazan öncesi fiyatlar birbirleriyle tutarlı mı diye?
Ramazan ayının gelmesiyle sanki insanların cebine fazladan para girmiş gibi meyve ve sebze fiyatları geçen haftalara göre daha yukarılarda seyrediyordu.
Ülkemizde sahte Müslüman, sahte iş insanı, sahte hayırsever, sahte dindar, sahte ibadet eden aldı başını gidiyor. Bu sahtelik o kadar tehlikeli bir hal aldı ki insanlar işine, aşına, eşine, inancına saygısını kaybetmiş.
Saygı; eşin, işin, aşın, sevginin, toplumsal yaşamın, inancın, insani ilişkilerin temelini oluşturmakta. Yaşamın her basamağında ama her basamağında saygı, sevginin önünde gelmek zorunda.
Yaşamın temeline saygıyı koyduğunuz zaman arkasından sevgi, sebat ve sadakat geliyor. Bu dört temel duygu yaşamın temel döngüsünü ve mutluluğun anahtarını oluşturmakta.
Bilindiği gibi şu anda Müslümanların kutsal saydıkları mübarek günlerde yaşamaktayız. Bu mübarek günlerde insanların daha vicdani davranmaları beklenir ancak sosyal, ekonomik ve inanç hayatının realitesi ne yazık ki insanların vicdani davranışlardan uzakta olduğunu gösteriyor.
Ramazan ayının içinde olmamız nedeniyle insanların daha müşfik daha vicdanlı olmaları bekleniyor. Çarşıda, pazarda, alışveriş merkezlerinde insanların merhamet duyguları ortaya çıkmasın diye adeta merhamet duyguları kelepçelenmiş, kelepçe yetmemiş gibi üzerleri çelik kapılarla kilitlenmiş.
Fiyatların artırılması hangi merhamet duygusuyla, hangi inanç sistemiyle, hangi ticari ahlak ile açıklanacak çok merak ediyorum?
İşin özü şu ki hangi mesleği icra ederseniz ediniz, hangi makam ve mevkide olursanız olunuz, hangi inanç grubuna dâhil olursanız olunuz işin temeline saygıyı koymanız gerekiyor.
İnançların temeline, yapılan işin temeline, insan ilişkilerinin temeline saygı konulduğunda o zaman kaliteli yaşam, kaliteli çevre, kaliteli yönetim, kaliteli inanç sistemi hayata hâkim oluyor. Onun için her işin başı saygı demek hayatı daha anlamlı kılacak gibi.
ÖZER YILMAZ