Ahmet Taştan yazdı
Geçen haftalarda eğitimin başlaması sebebiyle genç nesillerimizin akıl, ruh ve davranışlarının değişimine büyük etkisi olacak "iman"dan söz açmıştık. Bunun eğitime büyük katkı sunabileceği üzerinde durmuş ve birkaç cümle yazmıştık.
Gençlerin Allah’a imanını artıracak o kadar çok bilginin ondan habersiz gibi anlatılması o bilgiye de haksızlık olur diye düşünüyorum. Bir biyoloji, bir kimya hatta matematik dersinin konuları üzerinden Rahman ile irtibat kurulur. Gerçi gönlü iman ile dolu bir öğretmen bu bağlantıyı işaret etmeden geçmez.
Dünya hayatının karmaşık yapısı içinde her bilgi yığınına ihtiyaç vardır da onları Yaratanın hiç mi hatırı olmaz. Öğrenciler her derste büyük bir ciddiyet, hürmet ve şükürle anmalılar Onun ismini.
Ayrıca okullarda her branşın öğretmeni konusu gereği diğer branş öğretmeni ile işbirliği yapması gerekir. Yani edebiyat dönemleri anlatılırken tarihçilerle; dini tasavvufi konuları anlatırken din dersi öğretmenleriyle... Konunun daha iyi kavranılması adına yapılan bu işlemler aslında öğrencinin daha iyi, daha kapsamlı düşünmesi ve güzel yetişmesi içindir.
Tüm bu süreçler içinde Allah bilgisi ve ona yönelik iman bilgisi ile bağlantı kurulabilirse köklü ve muazzam bir eğitim verilmiş olur.
İman gibi insan hayatını evvelinde ve ahirinde o kadar çok etkileyecek bir bilgiyi aktarmaktan çekinmeyi ne zamana değin erteleceğiz.
İşin tam burasında “ahirete iman” etmenin insanın davranış değişiminde nasıl bir katkı sunacağını hatırlamak gerekiyor. Kur'an-ı Kerim'de Allah’a imanın arkasından sürekli zikredilen ahirete imana dikkat çekmek gerekir. Çünkü gündelik hayatta insanın işini doğru yapmasını sağlayan bir unsur da sürecin kontrolü ve değerlendirilmesidir... Davranış değişikliğini tetikleyen en önemli duygulardan biri de “yaptıklarından hesaba çekilme” duygusudur.
Alışveriş merkezlerindeki yazar kasalarda gün sonunda bir Z raporu alınır. O marketin amel defteri gibidir bu rapor. Bir sorgu meleğini andıran maliyeciler gelip de bunu kontrol ettiğinde iş yeri sahibinin neler sattığını öğrenmiş olurlar.
Bütün parasal işlemlerin görünürde not edildiği bu Z raporu, dürüst tüccara iyi bir vatandaş olmanın yanında cennette güzel bir makam imkanı tanır.
Lakin bir de evrakta sahtecilik yapıp dünya malına tamah ederek daha fazla kazanmak isteyen hadsiz tüccarlar da vardır. Dolayısıyla devletin denetimleri sıkça yaptığında bu kusurların(!) daha az yapılmasına sebep olur.
Allah’tan korkmayan ve kuldan utanmayan bazı gafil insanlar, devlet mekanizmalarının bu kontrol gücünden çekinerek boşu boşuna ceza yememek için kurallara uygun davranacaktırlar.
Bu ve buna benzer örnekler çoğaltılabilir. Doğru bilgi verilmesi, açıkça anlatılması, sürecin takip edilmesi ve sonunda hesaba çekilecek olması insanın devamlı kurallara uyarak yaşamasını sağlayacaktır. Bu örnekteki mantığı kavramış ve fikir birliği yapmışsak mesele tamamdır. Şimdi bu örneği eğitim alanına kaydırarak düşünelim, nasıl da büyük katkı sunacağı açıktır.
Bu kuralı bozabilecek bir sürü, kural dışılık söz konusudur. Aşırı kazanma isteği, insanoğlunda kimsenin görmediği yerde ya da denetimin olmadığı yerde bir takım çalıp çırpmalar yapacağı tarihi tecrübelerle ortadadır.
Bizi bireysel ve toplumsal alanda insanı kontrol eden münker nekir meleklerin olduğu inancı... “Bir gün hesap verme şuuru ile yetişen genç nesiller” dünya hayatının başarısı yanında kaliteli eğitimin kazandıracağı dönüşümü daha kolay sağlar.