Çok cesur Gazze sevdalısı bir kadın, çok hareketli bir aktivist/gazeteci, çok yürekli bir anne, mütevazı bir Müslüman... Daha bunun gibi belki birçok özelliği de zikredilebilir Lauren Booth’un.
O böyle söylenmesini istemezdi ama ben tanınsın diye bir defa zikredeyim, İngiltere eski başbakanı Tony Blair'in baldızı.
Bir tavsiye üzerine para verip aldığım ve bir solukta okuyacağımı sandığım fakat birkaç günümü meşgul eden “anı” türünde yazılmış bu kitap, beni kimi sayfalarında duygulandırdı kimi satırlarında gıpta ettirdi.
İnsan okuduğu kitabın baş kahramanı ile zaman zaman kendini kıyaslar. Ki çoğunlukla sevdiğimiz kitapları okuduğumuz için onun kahramanlarına hayran kalırız.
İki çocuk annesi bir gazeteci olan yazarımız görevi/iş icabı Filistin'e/ Gazze'ye, Pakistan’a, İran'a vb. Müslüman coğrafyaları gezip ünlü siyasilerle (İsmail Haniye, İmran Han vb.) röportajlar yapan biri.
Çalıştığı televizyonların farklı kültürlerden olması onu değişik mecralara sürükler.
Dikkatimi çeken özelliği ise bireysel özgürlüğüne toz kondurmaması. Bunun yanında içten ve samimice fikirlerini dile getirmesi yani kendisiyle barışık, özgüven sahibi olmasıydı.
İslami bir televizyon kanalında çalışırken oradaki yetkili olan Muhammed Ali’ye “beni Müslüman yapmaya çalışmayın!" diye ikaz edecek kadar açık sözlü...
Lakin hiç vazgeçmeyeceğini sandığı içki konusunda ısrarcı olduğunda İslamî kanal sahibinin (o masada olmamak için) masayı terk ediş nezaketini takdirle karşılayacak kadar ince ruhlu...
Pakistan'da İmran Han ile beraber 500 araçlık büyük konvoya eşlik ederken araçtan inip halkın arasına karışarak, kadınlarla samimi iletişim kuracak kadar cesaret sahibi.
Gazze'de bir ailenin yanında kalırken onların kibar nazik ve dualı dillerine, gani/zengin gönüllerine hayran kalan bir gazeteci.
O kadar açlık, yokluk, fakirlik içinde yaşayan ailenin kendisine yani misafirine en iyisini, en güzelini takdim edişini hisli kelimelerle anlatan bir kalem erbabı.
Ülkesine dönerken hediye götürmek için pazara uğrayıp aldıkları şeyler karşılığında kendisinden tüm ısrarına rağmen para almayan bu Gazzeli insanlara karşı duyduğu minnettarlığı da asla unutmayan ve her platformda “Özgür Filistin” vurgusunu yapan cesur bir yürek.
Müslüman olduğunu açıkladığında nasıl tepkilerle karşılandığını, bir dönem nasıl yalnızlık yaşadığını, çocuklarıyla nasıl vakit geçirdiğini en duygusal kelimelerle anlatabilen bir yazar...
Bu kitapta ilk defa, gözlerimin nemlendiğini anlatan bir işaret de geliştirdim. Önemli yerlerin altını çizerken, daha önemlilerinin de yanına yıldız işareti koydum.
Memnuniyet verici paragrafın yanına, tebessüm eden, zulmü/kötülüğü anlatan paragrafın yanına ise üzülen bir imojeni yerleştirirken, soru ve ünlem işaretleri ile destekledim. Arayınca rahatlıkla bulmak için önemli sayfa üstlerine konu başlıkları yazdım.
AHMET TAŞTAN