Özer Yılmaz yazdı
Dünyayı efendi olduğunu zanneden devletler yönetiyor. Efendilerine uşaklık yapanlar ise dünyanın yaşanılır olmaktan çıkmasına hizmet ediyor.
Dünyanın kendi başına kötülük üreten bir yer olmadığını, dünyanın kötülük üreten yer olmasının en büyük nedeninin kötülük yapanlara karşı, kötülüğü engellemek için bir şey yapmadan seyirci kalanların sebep olduğu bilinen bir gerçek.
Kötülükler, adaletin tecelli etmesini küflü vicdanların engellemesinden kaynaklandığını söylemek yanlış bir varsayım olmayacaktır.
Vicdanlarını insan sevgisiyle beslemeyen efendiler o kadar küflü zihinlere sahip çıkıyor ki insani trajedileri görmezlikten geliyorlar. İnsani trajediler o kadar çok normalleştirildi ki insanlara karşı yapılan soykırım insanların vicdanını sızlatmıyor, yürekler merhametten titremiyor, gözlerden yaşlar akmıyor, diller suskun, gözler kör, kulaklar sağır.
Dünyanın hâkimi olduğunu düşünen emperyalist efendi devletlerin emellerine hizmet eden bu düzenin tekerine birilerinin çomak sokması gerekiyor. Dünyanın beşten büyük olduğu paradigması, emperyalist efendi devletlerin kurguladıkları düzenin gidişatına sokulan bir çomaktır ama bunun tek başına yeterli olmadığı yapılan insani soykırımlardan anlaşılıyor.
Dünyada bir sahte düzen kurulmuş, küçük kabile ya da aşiret devletleri de bu düzenin ayakta kalmasını sağlamaya çalışan sacayağı görevini üstlenmişler. ABD en büyük haydut devlet olarak yeryüzünde faaliyetini sürdürmekte. Bu haydut devlet, kabile ya da aşiret devletlerinin başına piyon yöneticileri getirerek kendi yaşamının devam etmesini sağlıyor.
Birleşmiş Milletlerin daimi temsilcisi olan beş devlet, idamelerini sağlamak için yaptıkları eylemler incelendiğinde bu beş ülkenin hepsi birbirinden haydutluk yapmakta.
ABD, Kızılderili yerli halkın toprağına zorla el koydu, teşkilatlanmasını bu zavallı insanların toraklarının üzerine kurdu. Kuruluş aşamasını tamamlayınca emperyalist emellerini devam ettirmek için para birimini, uluslararası ticarette mübadele aracı olarak bütün dünyaya kabul ettirdi. Emperyalist ABD’nin sözde en büyük düşmanları olan Rusya, Çin ve İran bile ABD’nin para birimini kullanmak sarmalından kendilerini kurtaramıyor.
ABD, para birimi doların kullanımı konusunda ne kadar faşist davranma konusunda mahirse, Rusya ve Çin devletleri de, devletin egemen gücünü kendi etnik kökeninden olmayanların aleyhine kullanmada o kadar çok mahirler. Rusya’nın SSCB zamanında Türk Cumhuriyetlerinde, Çin’in ise Doğu Türkistan’da uyguladığı soykırımlar da başka bir insani felaket olarak hafızalarımızda yerini koruyor.
Bu iki devlet, etnik temizliğin yanında ekonomik sömürge düzenlerini de gözden ırak bir şekilde gerçekleştirdi. Rusya’nın kapalı rejimden açık rejime geçmesiyle yaptıkları dünya basını tarafından gözlenebiliyor. Kapalı kutu içinde bulunan Çin’in ise yaptığı soykırım ne yazık ki dünya basınında çok yer alamıyor.
ABD, Rusya, Çin günahkâr da İngiltere ve Fransa sütten çıkmış ak kaşık mı? Fransa kara kıta Afrika’da kurduğu sömürge düzenini devam ettirmek adına yaptığı insani zulümler, mahşerde boynunda asılı olarak duracak. İngiltere ise en büyük günahkâr. Ortadoğu bölgesinde insani soykırımın temelini ve Siyonist İsrail’in yaptığı insani zulümlerin ana müsebbibi Birleşik Krallık olarak tanımlanan İngiliz topluluğudur.
Türkiye gibi kendine dünyada yer edinmeye çalışan ülkelere çok ama çok görevler düşüyor. Emperyalist amaçları olmayan devletler, emperyalist emelleri olan devletlerin emellerine meze olmamak adına insanlarının gelişimine her türlü yatırımı yapmayı bir politika haline getirebilmelidirler.
Ayakta kalmak, dünya üzerinde söz sahibi olmak, efendilere uşak olmamak adına; değerlerine sahip çıkan, eğitilmiş insan gücünün melekelerini üretim mekanizması içinde kullanan, değerlerine sahip çıkan insan gücünün iş başında olmasıyla ancak mümkün olabilir.