Siyonist terörist İsrail Gazze’ya saldırdığından bu yana köşe yazılarımın çoğunu Gazze ile ilgili yazıyorum. 7 Ekimden beri on ayı geçen zaman diliminde, Gazze’de işler her gün daha bir içler acısı bir durum alıyor. Her dakika ve her saniye zaman mevhumuna bakmadan yazılı ve görsel medyadan ya da sosyal medyadan Gazze’nin içler acısı halini takip ediyorum. Gazze ile ilgili haber çıktığında, yeni sivil katliamların olmaması yönünde kalbimle birlikte ellerimi açıp duamı ediyorum. Dualarım ne yazık ki iyi niyetten öteye geçmiyor, Gazze halkı her gün yeni soykırıma maruz kalıyor.

Adaletin tecellisi, devletin gücünü temsil eder. Adaleti tecelli ettireceğini iddia eden her kim olursa olsun kılıç gibi keskin olmalı. Bu kılıç öyle keskin olmalı ki zengin- fakir, güçlü- güçsüz, devlet- birey ayrımı yapmaksızın herkese eşit davranmayı bir realite haline getirebilmelidir. Dünyanın jandarmalığına soyunan ve dünyaya barışı getireceğini iddia eden ABD, söylemleri ile eylemleri her zaman ikircikli olmuştur. ABD sırtına binmeyeceği eşeğe asla ve asla yem vermez. ABD hangi kurum, hangi kuruluş ya da hangi devletin içine sirayet etmişse o kurum, kuruluş ve devlet hiçbir zaman belini doğrultamamış aksine işleri daha da kötüye gitmiştir. ABD’nin sözde barış getireceğim diyerek müdahale ettiği, Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da, Libya’da devlet düzen artık dikiş tutamaz hale gelmiştir. Bütün bu devletlerin durumu irdelendiğinde ABD’den medet ummak yerine, ABD’yi ülke sınırları yakınına bile sokmamak gerektiği anlaşılıyor.   

Beğenelim ya da beğenmeyelim yaşadığımız coğrafyada bir İran gerçeği var. Terörist ABD ve terörist İsrail, İran’ın adeta sinir uçlarıyla oynamakta, İran’ın İsrail’e veya ABD’ye yönelik eylem içinde olmasını sağlamak için İran’ın kırmızı çizgilerine yönelik sürekli tacizde bulunmaktalar. ABD ve İsrail’in ortaklaşa düzenledikleri terör eylemleri İran’ı bütün dünyada olduğu gibi vekâlet verdiği güçler içinde de rencide etmektedir. İran kamu egemen gücünü terörist ABD ve terörist İsrail’e teslim etmiş görüntüsü vermektedir. Terörist ABD ve terörist İsrail, yer, zaman ve tarih mevhumlarını dikkate almadan bir çok insan kaynağını ortadan kaldırmış İran’ı dünya üzerinde rencide etmeden öteye ‘i.’in g….e sokmuştur. Bu teröristler yaptıkları bütün bu terörist eylemlerini demokrasi ve insan hakları adına yaptıklarını, hâkimi oldukları basın yayın ve sosyal medya aracılığıyla bütün dünyaya duyurmayı başarabilmişler, insanları da buna inandırabilmişlerdir.

Dünya bir ateş sarmalı içinde dönüp durmakta, ABD bu ateş sarmalına su yerine elinde benzin ile koşar adım gitmektedir. Sözüm ona dünya üzerine barışı tesis edeceğini iddia eden ABD, katil terörist İsrail’in dümen suyuna girmiş bulunmakta. Katil terörist İsrail ne kadar terörist ise ABD misliyle terörist bir devlettir. Bunu yaptığı eylemler ile adeta tescil etmektedir. Gazze’de çocuklar, kadınlar, masumlar, terörist İsrail ve onu destekçisi ABD tarafından her gün sorgusuz ve sualsiz öldürülmekteler. İnsanların öldürülmesinden öteye sapık Siyonist askerler tarafından ceza evlerinde işkenceyle birlikte insanlara cinsel tacizlerde bulunmaktalar. Bu teröristlerin, ne vicdanı, ne ahlakı, ne adaleti, ne de insanlıkları kalmadığı anlaşılmakta.  Siyonist teröristlerin gözlerini öyle kan bürümüş ki bütün bu olanların hiç birini ama hiç birini görmezlikten geliyorlar. Katil ABD, Gazze’de yapılanları sorgulamayacağını duyurarak işkenceli tecavüzlerin önünü daha da açmış bulunmakta. 

Dünya barışı vicdanlı, ahlaklı insanların omuzlarında yükselecek ve bir gün mutlaka ama mutlaka zalimler, soykırımcı teröristler müstahak oldukları cehennem çukurunda yerlerini alacaklardır. Katledilen suçsuz ve günahsız çocukların ve insanların masumiyeti bu elleri kanlı terörist devletlerin yakasına yapışacak, adaletin tecelli etmesi muhakkak bir gün gerçekleşecektir. Vicdanların bu soysuzluğa sessiz kalacağını düşünmüyorum çünkü yok böyle bir vicdan, inancım bu yönde tamdır.

ÖZER YILMAZ