Recep Akakuş'un köşe yazısı
Evliya Çelebi, Meşhur Seyahatname isimli eserinin 9. cildinin 10 ve 11. sayfalarında İnegöl’le ilgili bilgiler vermektedir.
Bu yazımızda da söz konusu metni günümüz Türkçesi ile sadeleştirerek yorumlarda bulunacağız inşallah!
Seyahatname’sinde Evliya çelebi, 1650 yılındaki İnegöl hakkında şu bilgileri vermiştir:
▪ İnegöl 1299 yılında, Rumların elinden alınarak Sultan Osman tarafından fethedilmiştir. İnegöl’ün bir Türk kasabası olarak imarı, Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ile aynı tarihlerdedir.
▪ Kurulduğu günden beri, İnegöl ovasının genişliği ve yeşilliği dikkat çekmektedir. Evliya Çelebi İnegöl ovasının güzelliğini, İrem Bağı diye tanımlar.
Maalesef çarpık yapılaşma ve sanayi faaliyetleri sebebiyle İnegöl ovası bu güzelliğini kaybetmiş, kaybetmeye de devam etmektedir. Çevre Yolu uygulaması ile ovayı katleden yapılaşmaya bir sınır çizilmeye çalışılsa da gelecek İnegöl ovası adına iyi gözükmüyor.
▪ Evliya Çelebi İnegöl’ü seçkin ve zengin bir Anadolu kasabası olarak kayda geçmiştir. İnegöl’ün maddi ve kültürel anlamda zenginliği günümüze kadar artarak gelmiştir. Ancak sosyal sorunlarla birlikte, manevi anlamda sorunların arttığını da göz ardı edemeyiz.
▪ Evliya Çelebi, “İnegöl halkı için garib dostudur” der. Hakikaten İnegöl halkı her zaman muhacirlere ve göçmenlere sahip çıkıp kucak açmıştır. İnegöl halkı her zaman farklı kültürlere açık olmuştur.
Halkın hoşgörüsü sayesinde; Kafkas, Balkan, Kırım, Bosna muhacirleri İnegöl’ü yurt edindiler. Anadolu’nun her ilinden insana İnegöl halkı kucak açtı. Son olarak Suriyeli mazlumlar da İnegöl halkının hoşgörüsü ile burada yaşama imkanı buldu. İnegöl’ün asıl bereketi ve zenginliği buradan gelmektedir.
▪ 1600’lü yıllarda İnegöl 3 mahalleden ve 1000 haneden ibarettir. 5 camisi vardır. En büyük cami İshakpaşa’dır. İshakpaşa etrafındaki medrese, han ve hamamın güzelliği Evliya Çelebi’nin dikkatini çekmiştir. İnegöl, evlerinin güzelliği ile de Evliya Çelebi’nin dikkatini çekmiştir.
Maalesef bu tarihi İnegöl evlerinin çoğu yıkılıp gitmiş yerini beton binalar almıştır. İshakpaşa etrafındaki zaviye ve hamamlar da korunamamıştır. Keşke İnegöl’ün höyüğündeki ve çınarlar altındaki tarihi dokusu, korunup bu günlere kadar yaşatılabilseydi. İşte o zaman dünya çapında bir turizm merkezi olabilirdik. Korunabilen birkaç tarihi İnegöl evi, bu konudaki hasretimizi arttırıyor.
▪ Evliya Çelebi’nin kayda geçtiği diğer tarihi camimiz; Yıldırım Han Camii’dir. Biz bu camiye günümüzde Cuma Camii diyoruz. Camiyi ziyaret eden Evliya Çelebi, caminin ruhaniyetli yapısından çok etkilenmiştir.
Evliye Çelebi iki medreseden bahseder. Bu medreselerin biri korunabilmiştir. İki adet tekke ve 3 adet tarihi mektep de zamanla yıkılıp gitmiştir. Yerine beton binalar almıştır.
Yine Evliye Çelebi, yedi adet büyük çeşmeden ve Yıldırım Han hamamından bahseder. Bu hamamın sonraki yıllarda dükkana çevrilmesi hazin bir akıbettir. İshakpaşa etrafının beton binalardan arındırılıp, hamam ve zaviye gibi yapıların, tarihi verilere göre yeniden ihya edilmesi, çok büyük hizmet olacaktır. Öyle de bu hizmeti kim başarabilecektir?
Evliye Çelebi’nin tespitleri ışığında yorumlarımız henüz bitmedi. Devamını bir başka yazımıza bırakalım.