Ali Ziya Yılmaz'ın köşe yazısı
Kaldırımlarda sıralı çınar ağaçları
Geniş yeşil yaprakları ile gülümsüyor şehrimin caddelerine
Gül yüzlü insanlar değerken iri gövdelerine
İshakpaşa, Baykoca, Turgutalp, Samsa çavuş
Burası erenler diyarı İnegöl
Ey kendim! Alperenler gibi burada doğdun, burada öl!
Oylat kaplıcaları, Köftesi ve Mobilyası
Bu şehirde doğar ve büyür Adamın Hası
Rumeli, Bosna Hersek, Abhaz, Kafkas ve Çerkez
Tüm etnik kökenler bu topraklarda her daim kardeş
Uludağ’ın eteklerinde nazlı bir çiçek
İnegöl bir ulu şehir, işte budur gerçek
Bazen hüzünle, bazen sevinçle yürüyorum sokaklarında
Sadakat zirvede gül kokan sevdalarında
Muhteşem mazi sızıyor sevdiklerimizin mezarlıklarında
Ey kendim! İyi ki burada doğmuşum
İyi ki bu kaldırımlarda delikanlı olmuşum
Sanayi ve Tarım kentidir
Ekonomi ve Ticaret gayet iyidir
Bil ki, Bu şehirde hiç kimse işsiz değildir
Etrafı orman köyleri ile çevrili
Ne muhteşemdir dağlardaki, kırlardaki yeşili
Varlığımla seni seviyorum, can İnegöl
Ey kardeşim! Hele gel de sende bu güzel şehri gör!
İnsan yaşadığı şehri sevmez mi?
Yaşadıklarını iliklerinde hissetmez mi?
Canından da aziz bilmez mi?
Hala yaşıyorum beyaz göğsünde
Muhabbet ve sevgin hep kalbimde
Ey kendim! Güneş gözlerime bu şehirde doğmuş
Anladım ki, İnsanın kendi kenti gibi yokmuş
Ailem, Akrabalarım, Komşularım ve herşeyim
Yarab! Nasip et, Burada doğdum, burada öleyim. Âmin.