Küçük insanlar kişileri, Normal insanlar olayları, Büyük insanlar fikirleri tartışırlar. (Hyman George Rickover)Aydınlar mı okuryazarlar mı demek daha uygun kararı siz verin. Bazıları aklı, bilimi, geleceği, yeni projeleri çalışmak, araştırmak varken bildikleri eski türküleri söylemekten vazgeçemiyor. Türkiye ‘de son yıllarda nüfus artış hızı düşse de Türkiye halen Avrupa ülkeleri içinde en genç nüfusa sahip ülkedir. Bu kadar genç ve dinamik bir nesli gereksiz ve içi boş tartışmalarla oyalayıp kutuplaştırıyoruz.
Süleyman Demirel Gazi Üniversitesinde konferans vermiş. Kendisine söyle bir soru yöneltiyorlar“
-“Lütfen bu soruya sadece evet veya hayır diye cevap veriniz. Mason musunuz, değil misiniz?”
Demirel şöyle cevap verir: “Bu sorunun cevabının evet veya hayır olması Türkiye’nin hangi derdine çare olacak?”
Gençliğimiz de yıllarca şu soruya muhatap olduk Türkmüsün Müslümanmısın yada uçak düşüyor bir tane paraşüt var uçakta biri Müslüman biri Türk paraşütü kime verirsin. "Atatürk-Osmanlı, kim ne giydi, ne yedi ne içti" Muhalefet liderinin boyu kaç santim, mezhebi ne ,Başbakanın boyu kaç santim gibi tartışmaların kime ne faydası var? Durmadan geçmişin üzerinde tepinmenin, içi boş sloganların, ayrışmanın bu ülkeye hayır getirmediği belli. Geçmiş iyisiyle kötüsüyle geçmişte kaldı. Bunu değiştiremeyiz. Ama geleceğe yön verebiliriz.Durmadan geçmişin üzerinde tepinenler söylediklerinin, yazdıklarının Türkiye’nin hangi işine yarayacağını düşünseler olmaz mı?
Milli aydınlar nasıl bir araya getirilebilir? Sürekli değişen ve gelişen dünyaya biz hangi yeniliği getirebiliriz? Gelişmiş emperyalist ülkeler Mars ta uydu kent kurmanın hesabını yapıyor bir başkası uzaya dolmuş seferi yapıyor sende bir yolcuya 55 milyon euro ödeyip uzayda bayrak gösteriyorsun. Yapay zeka almış başını gidiyor.Gelişmiş ülkeler robotlarını yarıştırırken savaşan ülkeler gök kubbelerini koruyucu Demir Kubbe ile kaplıyor. Ama biz Müslümanlar Gazzenin gök kubbesini degil Demir kubbeyle sarmalamayı yaralarını sarmaya zorlanıyoruz.
Üzerinde kafa yormamız gereken o kadar çok mesele varken her gün her dakika bozuk plak gibi aynı konuları tartışıyoruz. Bir kısır döngünün içinde yaşıyoruz. Bundan çıktığımız gün hepimiz kurtulacağız.." Zihnimize kim nasıl format attıysa bir türlü geçmişin üzerinde tepinmekten vazgeçemiyoruz." “Emperyalizm Türk Aydınlarının kamplaşmasını bir şekilde beceriyor ve Türk Aydınları bu durumu anlamada yetersiz kalıyorlar” Zihnimize atılan geçmişi tartıştıran formatı silip aklı, bilimi, çalışmayı, araştırmayı, üretmeyi, zenginleşmeyi esas alan yenisini yüklemeye ne dersiniz?
Bugün ihtiyacımız olan Yahya Kemal Beyatlı’nın "ne harabiyim ne harabatiyim, kökü mazide olan atiyim." olan dizelerdir. Bu dizelerle yahya kemal geçmiş, bugün ve gelecek arasında bir köprü kurar. bunların hep bir sürekliliğe sahip olduğunu vurgular. Maalesef milli aydınımızın yok gibi.Zaman çalmanın diğer metodu, Tarihteki yanlış bilgiler iftiralardır. Belgeli belgesiz herkes konuşur, belge ortaya koysan dahi anlamak istemezler. Bir türlü, kökleri mazide kafası, beyni gelecekte olan, geleceği kurgulayan nesiller yetiştiremiyoruz. Barışa, huzura, mutluluğa, refaha ulaşmanın yolu; iktidarla muhalefetin “yapay gündem” arayışından vazgeçerek, halkın gerçek gündemine odaklanmalarından geçer. Mevlananın dediği gibi ‘’Dünkü güneşle bugünkü çamaşırlar kurutulmaz’’.
DÜN DÜNDE KALDI CANCAĞAZIM, ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM.