Değerli Hocalarım, kıymetli İmam Hatip Lisesi mezunları ve mensupları.

İmam Hatip Liselerimizin kuruluş yıldönümünü ve İmam Hatipler Haftanızı tebrik ederim.

Yüce Allah, okullarımızın daha nice yıllar Devletimize, Milletimize ve İslam'a hayırlı hizmetler yapmayı nasip etsin.

İmam Hatip ile ilgili yıllar önce duygularımı dile getirdiğim bir yazıyı izninizle  sizinle paylaşmak isterim.

KRİSTAL BARDAK TAŞIMANIN SORUMLULUĞU

    Hangi İmam Hatip lisesi mezununu konuşturursanız “İmam hatipli olmak bir ayrıcalıktır” cevabını alırsınız.Sebebini sormayın.

     İsterseniz sorun. İşte o zaman, İmam hatipli yıllarının hatıralarından kesitler sizlere sunacaktır.O kesitler ki hep sıkıntı ve zor zamanlardı.Bizim gibi 30-40  yıl önceki mezunlardan garanti şunları duyarsınız.

     İlkokulun son sınıfından mezun olmak üzereyken hangi okula gideceğiniz konusu ister istemez ilkokul öğretmeninizi meraklandırdığı ( bazıları) için size şöyle soracaktır:”Yavrum hangi okula devam edeceksiniz”. Siz mahcup ve çekingen bir şekilde “İmam Hatip’e hocam” der demez hocanız bıyık altında gülecek ve şöyle diyeceği kesin gibidir:”Oğlum cenaze mi yıkayacaksın”.

     Bu sözler karşısında biraz olsun ürkersiniz.Çünkü nede olsa çocuksunuz ve cenaze,ölü gibi kelimeler sizi ister istemez korkutur.Ama en azından ‘üniversiteye gideceğim’ demeseniz bile:”Hocam peki cenazeyi ben yıkamasam sen yıkamasan kim yıkayacak,ortada mı kalsın”  sorusunu sormak aklınıza gelmez o yaşlarda.

    İlkokul hocanız boş durmaz. Ertesi gün soluğu babanızın yanında alacak ve babanıza “amca şu çocuğu heba mı etmek istiyorsun,molla mı yapmak istiyorsun?” diyecektir.Babanız “evet hocam molla olacak hem de molla Gürani gibi olacak “diyecek ama saygısından dolayı diyemeyecektir. Her neyse bütün bu engelleri geçebilirseniz  ikinci raund sizi bekliyor.

    İmam Hatip’e kayıt yapmak için İmam Hatip’in yolunu tutarken şöyle renga renk bir okul binası hayal ediyorsunuz.Ama oda ne? Boyası silinmiş ,her tarafı dökülmüş bir bina karşılıyor sizi. Bir hocamızın deyişiyle ”musluklar hariç her tarafın aktığı” bir binaya giriyorsunuz.

    Çünkü imam Hatip’in binalarını halk yapıyor ve  sizin yaşadığınız yerde halk fakir ise binanızın bundan iyi olmasını zaten bekleyemezsiniz. Bu engeli de aşıp imam hatip’e kaydınızı yapıyorsunuz ve okula hazırlık  için berbere gidip traş olurken berberlerin meşhur çapraz sorularıyla karşılaşıyorsunz.”

Evladım nerede okuyorsun?” Elektrikli sandalyeye oturup işkence gören insanın durumu gibi  eziklik ve sıkıntılı geçen bir  yarım saattan sonra oradan da kurtuluyorsunuz.

ABDÜLVASİH DURAN