Aylardan eylül ayı

Hazan mevsiminin 11.günü

Suriye’de bombalar yağıyor

Masum kardeşlerimizin üzerine

Üstelik bugün, 1 Muharrem 1439 Hicri yıl

Gözler dalgın, dil tutuk, hani nerde bilinç ve akıl?

Kalplerde hüzün var, gönüller buruk

Sonbahar yaprakları gibi düşüyor toprağa

Enkaz altındaki masum bebe, çocuk!

Ey ümmet, eylül ayı gibisin

Her tarafında rüzgâr ve yağmur

Kardeşlerin katledilirken, sen suskun

Hani nerede inanmışlığındaki o büyük onur?

Zalimler zulmederken

Susmak nasıl bir gaflet?

Yavaş yavaş ölüyorsun ey mümin!

Böyle bir ümmet istemiyor ki

Ne Allah, Ne peygamber, ne de bu kutsal din!

Eylül ayındaki yapraklar gibi

Savrulup, dağılmaktan bıkmadın mı?

Ne zaman bahar çiçekleri açacak ikliminde?

Ne zaman yeniden dirileceksin?

Ne zaman cemreler düşecek yılgın gözlerine?

Ne zaman üzerinde ki ölü toprağını savuracaksın gökyüzüne?

Ne zaman mazlumun umudu olacaksın?

Ne zaman kardeşlerinin çığlığı kalbini bin parça bölecek?

Ne zaman ölümü, şehadeti seveceksin?

Ne zaman zalimleri cesaretinle titreteceksin?

Kalk ayağa artık! Eğilme, Allah(c.c)tek ve bir  

İki cihan güneşi Hz Muhammed Mustafa’ya yüzünü çevir

Ey Mümin! Yeryüzündeki bu zulümleri sen bitir!

Bugün Hicri yılbaşı

Hiçbir şey yapamıyorsan bile

Filistinli kardeşim gibi tutamaz mı elin yerdeki taşı?

Allah(c.c)ipine sarılmayalı uzun yıllar oldu

Bir ve beraber olmamız için süremiz doldu

En büyük gücümüz İman ve kardeşliğimiz

Yeniden birbirimizi sevebilir, tek yürek olabiliriz hepimiz

Ey İmamesi kopmuş tespih taneleri gibi dağılmış ümmet!

Artık yeter, bitsin bu gaflet

Yakışıyor mu bize bu zillet?

Yerle bir olsun Mezhep milliyetçiliği, bu illet

Gülüyor halimize, Emperyalist dünya ve millet

Haydi, kardeş olma zamanı

Vakit çok geçmiş olmadan değerlendirelim bu anı

Hüzün dolu Hicri yılımız kutlu olsun

Birlik ve beraberlik getirsin, Gönüllerimiz huzurla dolsun! Âmin.

ALİ ZİYA