Recep Akakuş'un köşe yazısı
Yılın her mevsiminde sulak ve bataklık durumu gözlenen İnegöl Ovası’nın, su kesim çizgisi yakınında Su Sığırlık Köyü kurulmuş ve burada manda, camus, dombay adı verilen, büyükbaş hayvan yetiştirilmiştir.
Günümüzde bu köy, Alibey Köyü ismiyle anılmaktadır.
Adabini Köyü de benzer amaçla kurulmuş ve burada da kara-sığırı adı verilen büyükbaş hayvanlar yetiştirilmiştir.
Bu nedenle Adabini Köyü, tahrir defterlerinde Sığırtmaçlı Karyesi olarak tescil edilmiştir.
Beylik koyunlarının yetiştirilmesi için de Osman Gâzî’nin, Çoban adını taşı-
yan oğluyla ilişkili olarak, Çoban Karyesi kurulmuştur.
Padişah hassı olarak tahrir defterlerine geçen bu köyün yeri de günümüz Yenice Kasabası’nın bulunduğu sahadır.
Diğer yandan İnegöl Ovası’nın sulak ve bataklık olma özelliğinden yararlanılarak burada; doğan, atmaca ve şahin gibi yırtıcı kuşların yetiştirilmesine de büyük önem verilmiştir.
Çünkü bu tür kuşlar, Osmanlılar’da iletişim ve istihbarat çalışmalarında kullanılmıştır.
Devlet kuruluşu içinde bu işleri organize eden Doğancıbaşı, diye bir makam mevcuttur.
Günümüzde Sarıpınar diye anılan köy, pâzdâr timarıdır.
Hüdavendigâr Livası Tahrir Defterleri adlı kaynak eserde bu köyün adı, Sarı-Nâs veya Sırnas olarak geçmektedir. ‘Sarı’larla meşgul olan kişilerin oturduğu yer manasına gelmektedir.
Tarihî belgelerde “sarı” sözçüğü ise, doğan yavrularına verilmiş bir isimdir. Atmaca yavruları için de “çakırca” ismi kullanılmıştır.
İnegöl’de Sarı Camii vardı. Bu caminin yanına günümüzdeki Hürriyet Camii yapılmıştır. Sonra da yolu genişletme bahanesi ile Sarı Cami yıkılmıştır. Hiç merak ettiniz mi, bu camiye neden Sarı Cami denmiş? Bu cami, Sarı adını Doğan yavrularından almıştır.
Aynı şekilde Çakırca Çiftliği denilen bir mahallemiz var. Günümüzde burası İnegöl şehir merkezine ilave edilerek Huzur Mahallesi adını almıştır. Bu bölge Çakırca ismini Atmaca yavrularından almıştır.
Bunların tarihi hikâyesini gelecek yazılarımızda açıklayacağız İnşallah!