Tükiye’nin yurtdışına kumar kaybının yıllık 10 milyar dolar olduğunu biliyor muydunuz? Peki bu kaybın 2023 cari açığının %25’ini oluşturduğunu?
Sokaktaki 10 gencimizden 8’i sanal bahis ve kumar oynuyormuş.
Ülkemizde bu batağa saplanan 3 milyon insan var.
O zaman bu siteler neden yasaklanmıyor? diye sorabilirsiniz . Çünkü bu siteler yurtdışı merkezli. Tespit edilenler kapatılıyor ama çok hızlı yeniden açılıyor. Tıpkı porno siteleri gibi. İşin daha vahimi ise sanal kumar bağımlılık yapıyor.
Gerçi 2020 yılına kadar Millî Piyango İdaresi ile daha devlet kendi eliyle oynatıyordu (iddaa, spor loto vs.) bu kumarı. Sonra özelleştirdi, tümden kapatmak yerine. Milli Piyango çekilişleri hala daha devam ediyor ne yazık ki.
BBC Türkçe'nin bir haberi denk geldi. “Türkiye’de yasa dışı bahis ve kumar gençler arasında neden yaygınlaşıyor?” diye bir araştırma haber yayınlamış. Haberde muhabirleri 26 yaşındaki Ahmet ile İstanbul’un Fatih ilçesinde, onun belirlediği ve güvendiği bir adreste buluşuyorlar. Haberde gerçek isminin gizli kalmasını isteyen Ahmet, ortaokul sıralarından itibaren online kumar oynadığını ve oynattığını anlatıyor.
“Ortaokulda kaçak iddiaya başladım, lisede online kaçak bahis bayiliği aldım. Getirdiğim her yeni üye için siteden komisyon alıyordum. 5 lira olan harçlığım 25 liraya çıktıkça okuldaki özgüvenim artıyordu.”
Henüz lisedeyken bayilik alarak, siteden kaçak bahis oynattığı her oyuncu karşılığında %5 komisyon aldığını; daha fazla üyeli bayiliklerde komisyonların %30’a kadar çıktığını söylüyor.
Türkiye’de yasa dışı bahis ve kumar alışkanlığı, gençler arasında giderek yaygınlaşıyor.
BBC'nin haberinin detaylarına indiğinizde adeta kan donduran itiraflara rastlıyorsunuz. Türkiye’de ek bir uzantıyla yasa dışı bahis ve kumar oynatılan siteler genellikle yurtdışından yönetiliyor.
Ahmet, “Bu siteler üzerinden domain alıyorsun ve kendi oyuncularını oluşturmaya başlıyorsun, daha sonra sisteme çektiğin oyuncu sayısı ve oyun hacmi üzerinden belli bir komisyon alıyorsun” diyerek anlatıyor:
“Kıbrıs’tan biri seninle bağlantıya geçiyor, sana bir uzantı veriyorlar ve bu uzantıların sahipleri belli oluyor. O kişi o sayfayı Türkiye’de yaygınlaştırmaktan sorumlu oluyor. Her kişi muhakkak beraberinde birkaç kişiyi de getiriyor.”
“Ofise bile gerek yok, herhangi bir yerde, herhangi bir dükkân görünümünde ya da bir kafede bile bu işi yönetebilirsiniz, sadece daha çok insan bulmanız gerekiyor.”
İnternet Türk toplumunu yıkmak üzere. Aileler parçalanıyor. Her geçen yıl bir önceki yıla oranla boşanmalar artıyor. Kumar bağımlılığı çoluk çocuğunun rızkına göz dikmeye itiyor insanları. Bu sefer evde anne-baba arasında şiddetli kavgalar baş gösteriyor. Bu kavgalara şahit olarak büyüyen yeni nesil tehlike altında. Bu anomali, psikolojisi bozuk, asosyal, topluma uyumsuz bireyler yetiştiriyor.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı ve Bilişim Teknolojileri Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Gençlerin sanal bahis oynamaya yönelmesinde en büyük etkenler arasında sosyal medya, arkadaş çevresi ve ekonomik zorluklar önemli bir rol oynuyor. Sosyal medya platformları, sanal bahis sitelerinin reklamlarını ya da çekiliş gibi içerikleri gençlere kolayca ulaştırırken, arkadaş etkisi de bu süreci hızlandırabiliyor. Özellikle gençlerin birbirleriyle rekabet duygusu ya da kısa yoldan para kazanma arayışı, bahis oynamaya karşı ilgiyi artırıyor. Bunun yanında ekonomik sıkıntılar çeken gençler, hızlı kazanç vaat eden bu tür platformlara daha yatkın hale geliyor. Ancak, bu kısa vadeli kazanç arayışının uzun vadede ciddi maddi ve psikolojik zararlar doğurduğunu göz ardı etmemek gerekiyor.” diyor.
Demem o ki; zaten insanların bir çoğunda salih amel yok, imanlar da tehdit altında… Umut tacirleri gençlerimizin geleceğini çalıyor. Bizim de çocuklarımız var. Bana ne? dememeli, bana düşen ne? Demeli.
Oysa Allah ne diyor; Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. (Maide;90)
Bu bilinçte olmak, evlatlarımıza Kur’an’ın manasını şu gibi içirmek zorundayız…
Her insanın başına polis dikemezsiniz ama Allah korkusu kalbine yerleşti mi polise gerek kalmaz..
Ama önce kendimize… Yoksa toplum olarak hem dünyamızı hem de ahiretimizi mahvediyor, hızla Cehenneme koşuyoruz…