Özer Yılmaz'ın Köşe Yazısı

Ekonomistler ekonomik yönetim sistemlerini, sektörlerin tamamının devletin kontrolünde olduğu sistemi sosyalist sistem, sektörlerin tamamının özel sektörün kontrolünde olduğu sistemi kapitalist sistem, bazı sektörlerin devlet kontrolünde; bazı sektörlerin özel sektörün kontrolünde olduğu sistemi de karma ekonomik sistem diye tanımlamışlar.

Ekonomik sistemin insanlar üzerinde gösterdiği sosyolojik etki ifade edilirken Cumhuriyetimizin kuruluşundan 1980’lere kadar geçen süreç içinde karma ekonomik sistemin en uygun sistem olduğu yazılır, çizilir, ders kitaplarında, makalelerde, tartışmalarda dile getirilirdi. Gün oldu devran döndü, karma ekonomik sistemden nispeten vaz geçildi, devletin kontrolünde olması gereken bazı alanlar özel sektörün kontrolüne verilmeye başlandı. İlk başta özel sektörün hizmeti çok kaliteliymiş gibi allanarak, ballanarak, halkın önüne servis edildi. Halkın nezdinde, devlet sektöründen hizmet almak banal bir davranışmış gibi algı oluşturulmaya çalışıldı. Dost sohbetlerinde özel sektörden alınan hizmetler, böbürlenerek anlatıldı, ta ki devlet sektörünün bütün sektörlerden el çekmeye başlayıncaya kadar bu tür konuşmalar devam etti.

Zaman öyle bir değişti ki, insan özel sektörün eline düşmesin. Ekonomi denilince ne baba çocuğunu, ne ana kızını, ne de çocuklar ana babasını tanımıyor, çıkarlar pik yapmış durumda. Ekonomik çıkarlar devletlerin yönetimlerini bile adam akıllı etkiliyor. Bakıyorsunuz demokrasinin erdemlerinden hiçbir şekilde taviz vermeyeceğini söyleyen sözüm ona batılı devletler bile kırmızıçizgilerini silmek durumunda kalabiliyorlar. Bunun en büyük örneğini Kaşıkçı cinayetinde ABD’nin Suudi Arabistan Prensine karşı koymuş olduğu tavırda gördük. ABD yönetimi, devlet çıkarlarının Kaşıkçı Cinayetine heba edilemeyeceğini, ABD’nin çıkarlarının daha önemli olduğunu ifade etti ve olayın üzerini külledi. Her fırsatta ülkemizin demokrasi kültürünün yetersiz olduğunu ifade eden sözüm ona demokrasi havarisi ülkelere bir bakıyorsunuz, kendi dininden ve milliyetinden olmayan insanlara, insanlık dışı muameleyi reva görebiliyorlar. Ya da kendi çıkarları söz konusu olduğu zaman her türlü değeri ayakları altın alabiliyorlar. Batılı ülkelerde böyle de ülkemizde bu tür işler nasıl?

Pandemi sürecinde bütün ülkeleri olumsuz etkileyen üretim ve tedarik sistemi ülkemizi de etkiledi. Eskiden ‘Komşusu açken, kendisi tok yatan bizden değildir’ kültürünü kendisine miğfer etmiş insanımız ne yazık ki kapitalizmin cenderesi içine girdi, insanların yoksunluğunu fırsata çevirebilenler, işini bilenler olarak karşımıza çıktı, halk nezdinde takdir edilen oldu. Kazanan daha çok kazandı, ezilen daha çok ezildi, inançları vicdani duygularının içinde kaybolup gitti.

Bu süreç bize şunu çok açık ve net bir şekilde gösterdi, ekonomik sistem çok önemli bir bilim. Bu sistem insanların ihtiyaçları ile piyasa gerçekleri dengelenerek işletilmez ise nice iktidarlar yıkılmakta, nice sistemler çökmektedir. Özel sektöre tamamen terk edilmemesi gereken alanlar var, bu alanları hem özel sektör, hem de devlet sektörü ortak işletebilmelidir. Devlet gıda güvenliğini, milli güvenliği, sağlık hizmetlerini, enerji ve su güvenliği ile ilgili hizmetlerini kontrol edebilecek mekanizmaları kendisi de elinde bulundurmalı ve yetkisini piyasayı halkın lehine düzenleyecek biçimde kullanmalıdır. Ne yazık ki günümüzde hem devlet hem de özel sektörün birlikte hizmet ettikleri alanlarda rekabeti koruyucu önlemlerin alınmadığına şahitlik yapmaktayız. Bunları örneklendirmek çok kolay. Örneğin PTT kargo hizmeti özel kargolardan daha yüksek meblağlarda hizmet bedeli alabilmekte, Tarım Kredi Kooperatifi marketleri, zincir marketlerin fiyatlarından daha ucuz değil, kamu bankalarının kredi kullandırma maliyetleri özel sektör bankalarının kredi kullandırma maliyetlerinden daha aşağı değil. Örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. İşin özeti kamu sektörü halkın ezilmesini önleyecek tedbirleri almalı, aksi halde halk kapitalizm cenderesinde canı çıkasıya eziliyor. Hayatın gerçeği bize inançların bile vicdanın yetersizliği karşısında iflas ettiğini gösteriyor.