Kulaca Karyesinin yıllık vergi geliri: B/1520 yılında: 6057 Akçadır;
C/1573 yılında ise 6060 Akçadır. (Cedvel /s.127,sıra.199)”
B- Madde: 202/ 11’de Vakıf Değirmenler ve 50.000 Akça Nakit
“B/1520 ve C71573 yılı tahrirlerinde Abdullah Beğ bin Mehmet Beğ
bin Mustafa Paşa-tâbe serâhüm-Kazâ-i İnegöl’de Hamza Beğ Köyü’nde
bir evde üç göz değirmen ve elli bin nakid akça vakf idüp şöyle şart
eylemiş ki:

Zikir olan akça: onu, on iki olmak üzere muâmele-i şer’iyye olunup ve
mezkûr değirmenlerin hâsılından ve nakıd akça’nın gallesinden ne vâkî’
olur ise Kelâm-ı Kadîm’den ve Fürkân-ı Azîm’den vâkıf-ı mezkûrun babası
mescidinde yevmî on cüz tilâvet oluna…. On cüzden biri, fahr-ı âlem Hz. Muhammed Mustafa –aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm’ın rûh-ı şerîfi için ve dokuz cüzü, vâkıf-ı merhûmun rûhu için okuna… Ve beş tesbîh dahî vâkıf ruhu için okuna… Ve Leyâli-i şerîfede dahî fukaraya it’âm olunmak içün / yedirmek için yevmî iki akça ta’yîn olunup ve zikrolan cüzhanların dahî birine yevmî iki akça ve dokuz neferine yevmî birer akça ve müsebbihlere dahî yevmî birer akça ta’yîn olunmuş:

Ve Mehmet bin Kemal, yevmî dört akça ile mütevellî nasp olunmuş;
mâdâme hayyen/hayatta olduğu sürece mütevellî ola… Öyle olsa/böyle
olduğuna göre şart-ı vâkıf vech-i meşrûh üzere olup vakfiye-i şer’iyyesinde
dahî mestûr ve mevcûd olduğu ecilden dolayı, Defter-i Cedîd-i Sultâniye
kayd olundu….

Ve azil ve nasp, mütevellînin elinde ola…. Deyû şart olunmuş, ber
mûceb-i vakfiye…Ve zikr olan cüzlerin biri ve tesbîhin biri, birer akça ile mütevelliyemeşruttur ve kâtibe dahî yevmî bir cüz ve bir akça vazîfe ta’yîn olumuş, ber mûceb-i vakfiye…

Ve mezkûr iki akçalık cüz, Abdi Halîfe nâm kimesne’ye şart olunmuş
ve ba’de inkırâzihî li-mahalle deyû kaydolunmuş; ber mûceb-i vakfiye.
Ve harçtan bâkî zevâid ne kalırsa mütevellî yedinde hıfz oluna.. Deyû
şart olumuş.. Deyû mukayyed (d.d.a.)

Sunulan belgelerden anlaşılacağı üzere Noktacı Kasım Efendi’nin İnegöl coğrafyasına intikâli, hem İnegöl Kasaba merkezinde hem Kulaca ve Hamzabey/Adahöyük köylerinde mîmârî yapılanmalara, cami ve medreselerin inşa edilmesine vesile olmuştur.

Kurulan hayrî tesislerin işletme masraflarını karşılamak için sadece gayr-i
menkul mal varlığının değil-bunun yanı sıra-nakid paranın da vakfa konu olduğu, anlaşılmaktadır.

Bir diğer ifadeyle: Para vakıflarına da şahit olmaktayız. Bir diğer husus da, Savcı oğlu Süleyman Bey kızı Hatice Hatun’un tesis eylemiş olduğu Kulaca Köyü Vakfiyesi’nin tescilinde görüldüğü gibi, vakıf yönetimlerinin, “Evlâdiyet-Prensibine”göre de oluşturulabileceğine şahit olmaktayız.

Osmanlı hânedânına mensup bu âilenin Bursa Kükürtlü Kaplıcası civarında
âile mezarlığına sahip olduğunu, başta Savcı bey oğlu Süleyman Bey olmak üzere hânedâna mensup - özellikle hanımların ve hânedân damadı olan kimselerin bu mezarlığa defnedilmiş olduğu ve bu sebepten Kükürtlü – Kara Mustafa Paşa Kaplıcası’nın yakınında yer alan mezarlığa, “Hâtunlar-Mezarlığı” anlamında “Havâtîn – Mezarlığı” denmektedir.

Osmanlı hânedânına mensup hanımlarla evli bulunan Hamza Bey’in soy kütüğüne bağlı bir çok kişi de “Çelebi” sıfatı aldıklarından bu mezarlığa defn edilmişlerdir.

B/1520 yılı sayımında İnegöl’ün, üçüncü mahallesi olarak, Yenice Mahallesi’nin kurulduğunu ve bu arada Merkez Mahalle’nin de “Sinanbey” adını aldığını görmekteyiz. Ayrıca, İnegöl’ün fethinden sonra Merkez Mahalle’de Orhan Gazi’inin tahsis ettiği “Hizmet-Dirliği”ne dayalı olarak imâmet hizmeti yürütülen zaviyeli mescid görevlilerine, Sinan Bey’in inşa ettirdiği dükkân kiraları tahsis edildiğinden “İrmiyâz”daki İldenizoğlu Çiftliğinin geliri de Noktacı Kasım Efendiye tahsis olunmuş ve mahallenin adı da “Mescid-i Yenice” olmuştur.

RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan

Ayhan Talha Bayraktar