Kanâatimizce, muhtemel, sebeplerin başında: 1) Bursa sancak beyi Hamzabey oğlu Derviş Mehmet Bey ile İnegöl’de İshak Paşa
vakıflarının nâzırı Kethüdâ Sofu Hacı Sinan Bey / Efendi’nin yaptıkları müşterek davet gelmektedir.

Zira Hamzabey oğlu Derviş Mehmet Bey, İnegöl Kasabası’nın timar sahibidir. Bursa Hamzabey- İmâretine âit birçok vakıf arazi ve köy de İnegöl
coğrafyasında yer almış bulunmaktadır.

Diğer yandan Kethüdâ Sofu Hacı Sinan Bey / Efendi, 1487 yılında İshak Paşa ölünce -İshak Paşa oğulları, üst yönetim devlet ricali olarak İnegöl’de ikâmet etmedikleri için- İshak Paşa vakıflarının yöntimi de,
fiilen, Nâzır Sofu Hacı Sinan Bey/Efendi’nin eline geçmiştir.

İşte İnegöl yerel yönetiminde yetkili ve de etkili olan bu iki kişinin daveti, Noktacı Kasım Efendi’nin İnegöl’e gelmesine vesile olmuştur. Bu davet, sosyolojik ve ekonomik bir neden olarak değerlendirilebilir. psikolojik nedenler arasında da şunlar söylenebilir.

Söz gelimi: Bursa’ya geldiğinde Kasım Efendi’nin ilk defa yerleştiği ve ikâmet ettiği mahal, Hoca İlyas Camii ve Külliyesi’dir.

Hoca İlyas âilesi ise Bursa’nın en eski ve de en köklü âilelerindendir; muhtemelen bu âile, İnegöl fatihi Turgut Alp’in oğlu İlyas Bey’in soy kütüğüne dayalıdır. Orhan Gazi vakfiyesinde bu hususa dâir işaretler vardır.

Diğer yandan Noktacı Kasım Efendi’nin şeyhî İzzeddin Ali Karamânî ve Saruhânî’nin şeyhı, Yiğitbaşı Ahmet Şamsettin Efendi de “Marmara-İnegöl’ü” diye isimlendirilen Manisa’nın Marmaracık İlçesi’ndendir.

Bir diğer psikolojik etken de Noktacı Kasım Efendi’nin şeyhi İzzeddin Ali
Karamanî ve Saruhânî’in, Hac yolculuğuna çıktığında İnegöl’de vefat etmiş ve burada defnedilmiş olmasıdır ki Baldırzâde Mehmet Selîsî Efendi, Ravzatü’l-Evliyâ adlı vefeyâtında- 902/1497 yılında İnegöl’de vefat eden kişinin Kasım Efendi olduğunu söylemekte ise de bunda bir zühûl olsa gerektir. Çünkü kendi kitabında Kasım Efendi, 902/1497’de Antakya’da bulunduğunu söylemektedir.

 Şu husus ta unutulmamalıdır ki Noktacı Kasım Efendi, rüyasında Hz. Peygamber (s.a.v)den işaret almakla birlikte yaşadığı yıllarda Mısır-Şam coğrafyasında geniş etkisi görülen Halvetî Dede Ömer Rûşenî (öl. 891/1487)den ve adına Bursa’da tekke tesis olunan müridi İbrahim Gülşenî (öl. 940/1533)den de mutlaka etkilenmiştir.

(Önemli Not: Yukarıda yer alan mısrâlar, Demircizâde Abbas Ağa adına
istinsah olumuş ve tekkede yapılan günlük sohbetlerde el kitabı olarak okunmuş; dîbâce ve ketebe sayfası bulunmayan “Vakıf” nitelikli nüshadan alınmıştır.

Zira bu nüsha, Abdullah Tataroğlu’nun bulduğu dîbâceli ve ketebeli 1794 tarihli nüshadan önce, tarafımızdan görülmüş ve de incelenmiştir. (R. Akakuş)

RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan

Ayhan Talha Bayraktar