Recep Akakuş yazdı
İnegöl Kasabası’nı dış dünyaya bağlayan ve de stratejik konumları kadar ekonomik açıdan da İnegöl’ün can damarını oluşturan “bel” veya “derbend” adıyla anılan bu geçitler, tarih boyunca önemlerini hiç kaybetmemişlerdir.
Bunların askerî strateji açısından en önemlileri, hiç şüphesiz, Ahî ve Domaniç derbendleridir . Önem sırasına göre diğer geçitler ise : Ulucaklar, Akbıyık, Mezid/ Sınırbeli, Muzal, Ağıllı-Kaya ve Kıran derbent- leridir ki bunlardan her birinin ayrı ayrı stratejik ve ekonomik değerleri vardır.
Stratejik ve ekonomik değere sahip olan bu geçitler, Osmanlılar döneminde kurulmuş olan “derbent teşkilatı” ile hem koruma altına alınmış ve hem de ticârî açıdan değerlendirilmiştir.
Geçitlerin sahip oldukları nitelik ve özelliklere göre bazan geçitlerin iki ucunda bazan da geçitlerin orta yerlerinde yerleşim alanları tesis olunmuştur.Buralara iskân edilen “derbendci”, “yaya birliği” ve “reâya” nitelikli özel eğitimli muhafızlar yerleştirilmiştir.
Geçitlerin üstlendiği misyona göre söz konusu “derbentler” üzerine sosyal ve ekonomik tesisler kurulmuş. ve bu tesislerin işletilmesi için de “vakıf” ve “dirlik” niteliğinde mülk tahsisleri yapılmıştır.
A) AHÎ DERBENDİ: Sözgelimi, Ahî Derbendi ile bağlantılı olarak “Kurşunlu‘da/Güde’de Yıldırım Bayezid (1389-1402) tarafından bir kervansaray ve bir Zaviyeli Mescid yaptırılarak hizmete sokulmuştur. Yavuz Sultan Selim’in kuzeni ve Pazaryeri İlçesi’nin “timar-eri” Kara Mustafa Paşa’nın eşi Hançerli Sultan da Kurşunlu Kervansarayı’nı ve Zaviyeli Mescid’i onartarak ihya etmiş ve yeniden halkın hizmetine açmıştır.
B) SINIR-BELİ: Sınırbeli/Mezid Boğazı’nda“Karacakaya Köyü”adıyla iki yerleşim alanı kurularak iskâna açılmıştır. Aynı derbendin kritik bir noktasında “Tekkedere Köyü” için ormandan arazi açılmıştır.
C) AKBIYIK -BELİ: İnegöl’ün, Yenişehir ve Bilecik ile bağlantısını sağlayan Akbıyık Derbendi üzerinde ise Anastas/İmad Bey/Akbıyık Karyesi yer almıştır.“Tekke Karyesi” merkez olmak üzere geniş bir arazi, Sultan I. Murad (1361-1402) ve Sultan II. Murad (1420-1451) tarafından Akbıyık Sultan adıyla şöhret bulan Ahmed Şemseddin Efendi’ye mülk olarak tahsis olunmuştur.
Ahî Geleneği’ni, Ankara’dan İnegöl coğrafyasına taşıyan Akbıyık Sultan Ahmed Şemseddin Efendi, kendisine mülk olarak tahsis edilen bu köy ve geniş arazi üzerine müritlerini yerleştirerek kurduğu zaviye ve tekke ile hem yöreyi şenlendirmiş ve hem de derbendin korunmasını sağlamıştır. Sosyal ve ekonomik şartlar, gerekli kıldıkça yöreye, ayrıca tarihî süreç içinde askerî niteliği olan “yaya-birlikler” de konuçlandırılmıştır.
D) ULUCAKLAR- DERBENDİ: İnegöl-Bursa bağlantısını sağlayan Ulucaklar Derbendi’ne gelince bu derbendin tam orta yerinde “Aksu” nahiyesi yer almıştır. Burası, derviş meşrep kişilik sahibi Samit ve Çiçek dedeler aracılığı ile imar edilerek şenlendirilmiştir. Tarihî süreç içinde -şartlar gerekli kıldıkça Haymana’dan nüfus takviyesi yapılmıştır. “Pekmez alanı” ve “Yaya viranı” adıyla anılan mahallere askerî nitelik taşıyan “yaya- birlikleri” de yerleştirilmiştir. Ulucaklar Derbendi, batı cihetinde Bursa Yıldırım Külliyesi’nden başlar; Kızıklı köylerini aşarak Aksu’ya ulaşır; doğu cihetinde ise İnegöl coğrafyasında Kozören/Akdarma Köyü ile Akıncılar/Kademi/Hüseyin Hisar Köyü’nde son bulur. Geyikli Baba Külliyesi’ni sinesinde barındıran ve Bursa Darphâne-si’nde yakılacak odun ihtiyacını karşılama yükümlülüğünü üstlenmiş olan Turgut Alp’in aşireti,“tekâlîf-i dîvâniye” den muaf tutulmuştur.