Birkaç yıl önce İnegöl'de başsavcılık yapmış bir görevli Türkiye’nin en önemli iki sorunundan birinin madde bağımlığı olduğunu söylemişti. İnegöl'de maalesef bu konu kanser durumunu almış durumda.
Bazen haberlerde okuyoruz. Genç insanlar annelerini babalarını hatta yaşlı akrabalarını dövmüşler, bu darp etmelerin en önemli nedeni uyuşturucu parası. Uyuşturucu için bedenlerini satan kızlarımız kadınlarımız var.
Gençlerimizde sigara ile başlayan yolculuk önce esrara dönüşüyor arkasından bonzai ve en kötüsü tamamen kimyasal bir madde olan metanfetamin.
Maalesef Türkiye'de bu tip maddelerin kullanımı yasal, satılması yasak. Ancak her kullanıcı da potansiyel satıcı aynı zamanda. O yüzden yerelde adli çözümler bu konu da yeterli değil. Geçtiğimiz yıllarda aynı anda 80 kişi tutuklandı ancak değişen pek bir şey olmadı. Çünkü bu alandaki boşluk hemen doluyor.
İşin adli ve idari yönü devletin sorumluluğunda. Bu konudaki çalışmalar maalesef sorunu çözmede yeterli olmuyor.
Biz önleyici tedbirler düşünmek zorundayız. Başta aileler çocuklarına iyi bir ortam sağlamalılar. Çocuklarındaki fiziksel ve ruhsal değişimleri iyi takip etmeliler. Emin olun problem bağımlılık aşamasına dönüştüğünde bu işin toparlanması çok çok zor.
Özellikle İnegöl bir sanayi kenti. Okumayan çocuklar meslek öğrensin diye sanayiye gönderiliyor. Orda kendinden çok daha büyük insanlarla beraber aynı ortamda çalışıyorlar.Malesef bu ortamlar da kaliteli, sağlıklı ortamlar değil. Her kesimden her çeşit insanın olduğu ortamlar. Orda bir özenti ile başlayan hikaye çok kötü sonuçlar doğuruyor. Orda kötü alışkanlıklar edinen gençler lise önlerinde. Kötü alışkanlıklar çok çabuk ve kolay yayılıyor. Aileler özellikle bu konularda dikkatli olmak zorunda.Çocuklarının arkadaşlarını,çalıştığı ve sosyalleştiği ortamları bilmek ve takip etmek zorunda. Gerektiğinde daha işin başında profesyonel destek almak zorunda. Bu konuda tedavi yapan merkezler mevcut.
İnegöl’deki STK’lar, gençlerle ilgi çalışmalar yapan vakıflar, cemaatler bu konuyu çok ciddi bir şekilde gündemlerine almalı. Bu konuda gençlere alternatif ortamlar sağlanmalı. Gençlerin ilgisini çekecek projeler geliştirilmeli.
Gençlere bir şeyleri yasaklıyorsak, bir şeyleri engellemek istiyorsak mutlaka alternatif sunmak zorundayız. Alternatif mekanlar, alternatif ortamlar oluşturulmalı.
Bu konudaki gelinen nokta gerçekten vahim ve her geçen gün artmakta. Bu mesele herkesin bildiği sır gibi ortada duruyor. Kafamızı kuma gömerek bu konudan kurtulamayız. Bu sıkıntı bana uğramaz, benim kızım benim oğlum yapmaz dememeliyiz. Hepimiz bu derdin potansiyel hedefi durumundayız.
Bu konuda derdi olanların büyük aile dramları oluyor.
Ve bu sorun sadece gençlerle sınırlı değil. 30 lu 40 lı yaşlarda bu bağımlılık sorununu yaşayan insanlar var.
İnegöl’ün yollarını, ekonomisini dert ettiğimiz kadar bu konuları da konuşmalı, çözüm aramalıyız.
Ve kesinlikle kaymakamlığından adli makamlarına, belediyeden STK’lara , ailelere kadar herkesin çözüm noktasında katkı koyması lazım. Herkes elini taşın altına koymalı. Özellikle Kent Konseyine büyük iş düşüyor. Tüm paydaşlarla istişare edip bu iş projelendirilebilir. Organizasyonu kent konseyi başkanı Bülent Temelli yapabilir.
Yoksa geleceğimiz olan gençleri kaybediyoruz, kaybedeceğiz.