Kitap fuarları toplumun eğitime, okumaya ve yazmaya bakış açılarını göstermesi bakımından çok kıymetli. İşimiz gücümüz eğitim olduğu bilinciyle her olayı ve her olguyu eğitim açısından değerlendirmek öncelikli vazifemiz. Yazan, çizen, okuyan, irdeleyen, yorumlayan biri olarak zaman zaman çeşitli şehirlerde düzenlenen kitap fuarlarına katılıyorum. Kitap fuarları şehirlerin sosyolojik yapılarının eğitime bakış açılarının aynası gibi. Belediyemiz tarafından organizasyonu yapılan İlçemizde 23 Kasım- 1 Aralık tarihleri arasında düzenlenen 8. Kitap günlerine Yerel Yazarlar standında katılma fırsatı buldum. 8. Kitap Günlerine katılmamıza vesile olan Belediye Başkanımız Alper TABAN’a ve Kültür İşleri Müdürü Önder TORUN’a teşekkür ediyorum.

Yukarıda ifade ettiğim gibi zaman zaman çeşitli şehirlerde düzenlenen kitap fuarlarına katılıyorum. Son altı ay içinde Bursa, Eskişehir ve ilçemizde organizasyonları yapılan kitap fuarlarına katıldım. Ben özellikle Eskişehir Kitap Fuarının ve ilçemizde düzenlenen Kitap Günlerinin toplumsal katmanında sosyolojik karşılaştırmasını yapmak istiyorum. Bir şehrin yaşanılır düzeyde olması o şehir halkının eğitime bakışıyla ölçülüyor. Biliyoruz ki eğitim; medeniyet demek, ahlak demek, demokrasi demek, insan hakları demek, adalet demek, kurallar manzumesi demek, Vandalizm’in ayaklar altına alınması demek.

Sahi eğitim ile toplumların sosyolojik yapılarının kitap fuarların düzenlenmesine etkisi olur mu? Sorusu sorulabilir. Bu sorunun cevabı olarak açık açık ifade etmek isterim ki eğitim ile toplumların sosyolojik yapılarının, kitap fuarlarının düzenlenmesi birbirleriyle o kadar iç içe ki et ve tırnak gibi. Kitap fuarları gelişmiş toplumların adeta sosyal dokusunun röntgeni. Eskişehir’de evlerde, sokaklarda, toplantılarda, günlük sohbetlerde bireylerin kazanımları, eğitimin kazanımları, eğitimin kalitesi hakkında konuşma yapılır. İnegöl’ümüzde ise evlerde, sokaklarda, toplantılarda, günlük sohbetlerde bireylerin kazançları, evleri, arabaları, yazlıkları hakkında konuşulur. İşte iki şehri birbirinden ayıran en önemli mihenk taşı bu konuşmalar. Eskişehir kırsal ve karasal bir iklime sahip olmasına rağmen, denizi, dağı, kültürel tarihi olan İnegöl’den daha çok turist çekebiliyor. Bu durumun irdelenmesi ve ilçemizde neler yapılabilir sorusunun objektif cevabını vermek gerek. Ben bu soruların hepsinin cevabını eğitim açısından değerlendirmek istiyorum.

Eskişehir insanı, temiz bir şehirde yaşamayı bir kültür, bir gelenek haline getirmeyi başarabilmiş. Eskişehir insanı yedikleri çekirdeklerin kabuklarını yerlere gelişi güzel atmazlar, yanlarında taşıdıkları kâğıt hunilere biriktirir sonra da çöp kutularına atarlar. Eskişehir insanı, çocuk parklarını hor kullanmazlar, bilirler ki bu parklardan başka zaman yine başka çocuklar yararlanacaklar. Eskişehir insanı, belediyenin dinlenmek amacıyla yaptığı çardakları yakmazalar, onu korumayı bir vatandaşlık görevi olarak kabul ederler çünkü bilirler ki bu çardaklar yine başka zamanlarda da kullanılacaktır. Eskişehir insanı evsel atıklarını çöp toplama günlerinde çöp varillerine bırakırlar, bilirler ki zamanından önce çıkarılan çöpler çevreye pis koku yayar. Eskişehir insanı kitap fuarına çocuklarıyla birlikte gelir, birlikte kitap seçer. Kız, erkek ayrımı yapmadan bütün çocuklar kitapların içeriğini irdeleyerek, sorgulayarak ondan sonra almayı tercih eder. Bu durum İnegöl’ümüzde nasıl acaba?

İnegöl’de öğrenciler okulların organizasyonu ile kitap fuarına geliyor. Öğretmenler nezaretinde kitap fuarına gelen öğrenciler bile ne tür kitapları alabilecekleri konusunda yeterince bilinçli olmadıkları aldıkları kitap türlerinden anlaşılıyor. Oysaki kitap fuarına gelmeden önce, öğretmenlerin öğrencileriyle ön görüşme yapmaları gerekiyor. Bu tür ön görüşmelerin yapılmadığı, öğrencilerin daha çok popüler kültür ve sadizme özendiren kitapları tercih etmelerinden anlaşılıyor.  İnegöl Kitap Günlerinde öğrencilerin bilinçli kitap seçimi yapmadıklarını üzülerek ifade etmek istiyorum. Öğrencilerin kitap seçiminde ki tercihleri, toplumun sosyolojik yapısının Vandalizm’e, kirli çevreye, hırçın ve saygısız insan güruhuna doğru yönelimini ifade ediyor. Kitap Fuarları, insanların kültürel düzeyini yükseltebilecek kitapların toplumla tanışmasına vesile olması halinde ancak amacına ulaşabilir.

ÖZER YILMAZ