Ali Ziya Yılmaz'ın Köşe Yazısı

Gözlerimi kesen ince bir yağmur

Güneşi arıyorum ellerimle gökyüzünde

İçimi sıkan bir dünya günah bedenimde

Nefsimle boşa geçirilen sakatlanmış zaman

Affet Yarabbi! Çok pişmanım halim yaman

Ne zamandır gökkuşağını göremedim ben

Savruldum, Bir türlü altından geçemedim

Azgın nefsime söz dinletemedim

Kaç bahar mevsimi geldi geçti

Cemreleri gönlüme düşüremedim

Geceleri yıldızlar gördüm

Hafif bir meltem değince gözlerime

Uzunca Tefekkür ettim,

Ümidi kalbime nakış nakış ördüm

Tövbe edip günahlarımı toprağa gömdüm 

Dağlar kadar günahı da olsa

Samimi Tövbe eden Kullarını bağışlayan

Onca isyana rağmen merhameti sonsuz olan

Çölde çiçekler açtıran

Kalpleri sevgiyle dolduran

Akıtılan gözyaşları katında saklayan

Pişmanlıkları görüp yazdıran

Kullarını bir bir imtihanla sınayan

Seven, sevdiren sonsuz rahmetini yansıtan

Kitabında tüm kullarını aydınlatan

Peygamberlerle her devirde uyaran

Aşkı, sevdayı en güzel şekilde yaratan

Kullarının kalbini dünyadan ahirete bağlayan Rabbim!

Kapına geldim, Affına sığındım

O kadar aciz ve zavallıyım ki! Yüreğim yaralı

Günahlarıma yandım, dağlandım

Mağfiretine, Merhametine ve Rahmetine bağlandım

Affet ve bağışla! Samimi olmaya çalışıyorum

Arındır ve beni akla! Sana yalvarıyorum Yarab!

Günahlarımı, ayıplarımı gizle, ört ve sakla

Biliyorum yüzüm yok, Ancak sen büyüksün

Çok parçalandım ve dağıldım, Beni sen topla!

Gözlerim dolu siyah bulutlarla

Patladı patlayacak gözyaşları kirpiklerimden

Bende içlerinde olmak dilerim, bağışlanmış kullarla

Ahiretine çeki düzen verenin

Dünyasına kefilsin sen Yarab!

Samimi dualar akıyor, şimdi sözlerimden  

Hem bu dünya da hem de ahirette

Esenlikler nasip et, kalbimiz dolsun umutlarla!   

Âmin.