Gazze'de zulmün başladığından bu yana çevre ülkelerin İsrail'e müdahale etmesini engelleyici Amerikan filolarının Akdeniz'e ya da diğer çevre denizlerine demirlemiş olmalarına gıcık olmuştum.

Sadece zalim siyonist İsrail değil; ülkemizdeki ve Ortadoğu'daki terör örgütlerinin hâmisi Amerika'nın olduğunu tüm haber kaynaklarından biliyorduk. Bu haberlerin arkasından hep şu düşünce zihnimi meşgul ediyordu.

Ne olursa olsun sonuçta bu topraklarda yaşayan insanların hem vatanlarına hem de canlarına büyük zararlar geliyordu. Amerika, uzak diyarlarda, okyanusun ötesinde kimsenin müdahale edemeyeceğini düşünerek rahat ve huzurlu bir memleket görüntüsü veriyordu.

 İçimizdeki bu "mazluma merhamet, zalime nefret" psikolojisiyle nasıl olur da Amerika’yı kendi iç işlerinde meşgul edilebilir diye düşünüyordum. Kendimce ortaya koyduğum çözüm yollarının hiçbirisi hem inancıma hem de imkanıma yönelik bir çözüm üretmiyordu.

Çözümden maksat Amerika'nın global/küresel hegomonyasının kırılması ve kendi topraklarında, kendi işiyle meşgul bir devlet olmasını istiyordum. Lakin bu  sömürgeci bir devletin yapabileceği bir şey değildi.

Fakat yerin ve göğün ordularının sahibi Rabbimiz, mazlum Gazze’de Müslümanların şehadeti  ve sabrı; onlara yardım etmek isteyen Müslümanların maddî gayretleri ve  duaları vesilesiyle büyük bir yangın çıkmış ve her tarafı kül etmiştir.

Bu tabiat olayına bakıp bunun din ile, Filistin'deki zulüm ile bir alakası olmadığını söyleyecek bir sürü bilimsel cümleler kurulabilir. Buna inananlar da çok olabilir. Bunlarla alakalı mantıklı, bilimsel sayısız sosyal medya içeriği üretilebilir. İnsanların zihinleri ve gönülleri yönlendirilebilir.

Fakat Müslüman dünyasına bir sürü ahlaksızlığı pompalamış olan Hollywood merkezinde başlayan ve bitmeyen bu yangın, oradaki zenginlerin -ki bunlar Gazze'de yapılan zulmü destekleyenlerdi çoğunlukla- malının mülkünün harap olması hiç mi Allah'ın işi olacağını düşündürmez.

"Allah her an yaratmadadır", "Allah zalimlerin yaptıklarından habersiz değildir" gibi birçok ayet-i kerimeyi okurken kimse bizi dünyadaki hiçbir olayın, Allah'tan habersiz olmayacağı "inancını" empoze edemez.

Ben, "Amerika'nın başına bir bela gelsin!" diye düşünürken oradaki masum insanların nasıl ayıracağız? "Nasıl onlara dokunmadan bu zulme karşılık vereceğiz?" diye düşünürken şimdi Allah en güzel şekilde tabiri caizse ceza kesti.

Olaylar karşısında, insanların yorumları, kendi inançlarını, kültürlerini, bilgi birikimlerini ele verir. Müslümanlar zulmün ve şiddetin yanında yer alamazlar ancak adaletli davranmak zorundadırlar.

"Bu yangın, Gazze'deki bunca zulmün baş müsebbibi Amerika'ya verilmiş bir cezadır."

Bu sözün yanlış olabileceğini söyleyecek ne kadar cevap üretilirse üretilsin sonunda "dünya dönüyor" diyeceğiz. Güç ve korku imparatorluğu ABD'nin akıbeti için bir de "kral çıplak" desek de olur yani.

Cehennemle korkutulan, cennetle ümitlendirilen bir inancın sahipleri olarak böyle bir ateşin ve o ateşi yayacak kasırganın gerçek güç ve kudret sahibi Allah tarafından yapıldığına olan inancımız saklıdır, vesselam.

AHMET TAŞTAN