Büyük devletlerin, orta ve uzun vadede büyük hedefleri olur. Bu büyük hedefleri koymak ise büyük ve ufku geniş liderlerin yapabileceği bir şeydir.Tarihte bunu başarabilen milletlerden birisi de Türk milleti olmuştur. Bu millet, zaman zaman tökezleyip fetret dönemleri yaşamışsada, genel manada büyük düşünmüş, büyük oynamış ve büyük hedeflere ulaşmıştır. Özellile İslâm ile şereflendikten sonra; İslâmi ilkeler ile şekillenen, İslâmî ülkülerle bezenen büyük hedeflere yelken açmış, sadece milleti değil ümmeti ve insanlığı yüceltmeyi amaçlayan büyük hedeflerin peşinden koşmuştur.

Orta Asya'dan dünyanın dört bir yanına yayılarak Orta Doğu'dan Anadolu'ya, Anadolu'dan Balkanlar'a kadar giderek İslamî ve insanî değerlerin taşıyıcısı olmuştur Türk milleti. Bunu yaparken ırk odaklı değil ümmet odaklı, insan odaklı olarak hareket etmiştir.Selçuklu ile, Osmanlı ile hem ümmete kalkan olmuş - örneğin Haçlı saldırılarına kendini siper etmiş- hem de hangi din ve milletten olursa olsun insanlara insanca muamele ederek insanlığa öncülük etmiştir.

Son yüzyılda batılıların ağızlarıana sakız ettiği fakat zerrece uygulamadığı insan haklarını, adaleti, özgürlükleri yaşayan ve yaşatan bu millet olmuştur.Son asırlarda insanî olan her şeyin ayaklar altına alındığı emperyalist egemenliğindeki dünyada, insanlığı tekrar ayağa kaldıracak olan, bunu büyük hedef olarak uygulayacak olan yine bu millet olacaktır.

Bu manada; Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde "Türkiye Yüzyılı" olarak isimlendirilen proje, tamda büyük hedef dediğimiz olgunun kendisidir. Önce devletimizi tam olarak ayağa kaldırmanın, ardından ümmete ve insanlığa el vererek, dünyayı emperyal düzenden insanî düzene geçirmenin adıdır Türkiye Yüzyılı projesi.Devletin sırtında kambur, ayağında pranga olan terörü bitirmek, emperyal güçlerin içimizdeki kuklalarını ülke içerisinde etkisizleştirerek tam bağımsız bir ülke haline gelmek büyük hedeflere ulaşmanın ilk aşamasıdır. Ardından teknolojide yapılan atılımları devam ettirmek, namerde muhtaç olmadan ekonomik olarak güçlenmek aşaması var.

Ardından doğalgaz ve petrol aramalarıyla, yenilenebilir enerji yatırımlarıyla enerjide bağımlılıktan kurtulmak kurtulmak, en büyük ithalat kalemi olan enerji masraflarından kurtulmak hedefi var.Bölmeye odaklı emperyalist saldırılardan  kurtulmak için, ülkemizin bekası için, savunma sanayisi alınında %80'lere çıkan yerlilik oranını artırmak, böylece hem ülke bütünlüğünü korumak hem de savunma sanayisi ürünlerini ihraç ederek ekonomik gücümüzü arttırmak hedefimiz var.

Bunların yanısıra yerli ilaç projeleri, alt yapı projeleri, uzay teknolojileri alanındaki çalışmalar gibi geleceği yakalamamızı sağlayacak hedeflere doğru atılan adımlar da, "Türkiye Yüzyılı" adı verilen büyük hedefin alt basamaklarını oluşturmaktadır.Tüm bunlarla birlikte ülke içi birliği muhafaza etmek, vatandaşlarını dışlamadan devlet - millet bütünlüğünü sağlamak, terörle ve hainlerle mücadele ederek, ülkede fitne peşinde koşanlara fırsat vermemek, iç barışı korumak gibi sosyal projelerle de büyük hedefe ulaşma yolunda adımlar atılıyor.Afrika açılımı, İslam ülkeleriyle iletişimin ve işbirliğinin arttırılması, Türk Devletler Teşkilatı zemininde Türk dünyası ile bağların kuvvetlendirilmesi, her uluslararası ortamda Erdoğan'ın dile getirdiği "dünya beşten büyüktür" şeklindeki gibi diplomatik girişimler, Gazze başta olmak üzere tüm mazlumlara sahip çıkma stratejileri gibi uluslararası adımlarımız da "Türkiye Yüzyılı" dediğimiz büyük hedefimizin dış adımlarını oluşturuyor.

Yukarıda özetlediğimiz büyük adımların pek çoğu noktasında önemli mesafeler aldık, önemli kazanımlar elde ettik. Şüphesiz ki eksiklerimiz var, daha yapacak çok şey var. Ancak büyük planların hayata gecmesinin, büyük hedeflere ulaşmanın zaman alacağını, dünyayı dönüştürmenin onlarca yıllık süreçlerde mümkün olabileceğini unutmadan, ümitsizliğe kapılmadan büyük yürüyüşümüzü devam ettirmeliyiz. Ümitsizlik pompalayan emperyalist kuklalarına kulak asmadan, küçük hesaplar peşinde koşan ideolojik yobazlara aldırmadan, batıya karşı teslimiyetçi olan eziklerin psikoljik harp tuzaklarına düşmeden büyük hedeflere doğru yol almak zorundayız.

Zorundayız çünkü; emperyalist ve siyonist kıskacındaki ümmetin de, insanlığın da kurtuluşu ancak büyük düşünen ve cesaretle büyük hedefleri gerçekleştirmeye çalışan bu milletin çabalarıyla mümkün olabilecektir. Aksi taktirde her yer Gazze olacak ve bu akıbetten kimse paçayı kurtaramayacaktır.Parantez açmalıyım bu noktada.Sadece parayı düşünen müslüman kardeşlerimiz, bu bahsettiklerimizi umursamayıp hâlâ, "ama ne olacak bu enflasyon" diyorlarsa, onlara sadece şunu söyleyelim: Merak etmeyin yukarda saydığımız adımları atınca ekonomi de kalıcı okarak düzelecek, tek sevdiğiniz paranız da artacaktır.

Eften püften meselelerle, küçük işlerle uğraşan milletlerin kaderi büyük devletlere kuyruk ve yem olmaktır. Büyük düşünen milletler tarihin akışını değiştirebilir ancak. Türkiye Yüzyılı söylemi kuru bir söylem değil büyük bir hedefin ve ulu bir Kızılelma'nın adıdır. Milleti, ümmeti ve insanlığı ayağa kaldırmanının adıdır. Gayret bizden zafer ve muvaffakiyet Allah'tandır. Bizim vazifemiz ve imtihanımız Hak yolunda çabalamaktır, en azından çabalayanlara destek olmaktır. Bu manada da Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir.Ve düşmemizde kalkmamızda imtihandır. Allah devletimize z vermesin.

MEHMET ARİF SELİM