Mehmet Arif Selim yazdı

Hiç kimsenin, hiç birimizin kaçamayacağı bir imtihan yaşanıyor Gazze'de. Dünya seyrediyor, katil İsrail 37 gündür bombalıyor. Öldürülen masum sayısı 11 bin oldu, katledilen çocuk sayısı neredeyse 5 bin oldu.

Enkazlar altında binlerce ceset var. Su, gıda, ilaç yok. İnsanlar tolraklarından sürgün ediliyor. Ya gidin ya ölün deniliyor.

İnsan hakkı, çocuk hakkı, kadın hakkı,  yaşama hakkı, özgürlük, uluslararası hukuk, sağlık hakkı, barınma, beslenme hakkı diye yüz yıldır kafa ütüleyen batılı ülkeler meydanda yok. Katliamcı İsrail'i her koşulda destekliyorlar.

Sözde sivil toplum örgütleri sus pus, İsrail katliamlarını seyrediyorlar. Öldürülen gazeteci sayısı 50 oldu. Basın kuruluşları, basın özgürlüğü diyerek ahkam kesenler ortada yoklar.

Defalarca ateşkes önerisi geldi, fakat barış kelimesini de iğfal eden ABD denen devlet engelledi, veto etti.

Batılıların diline sakız ettiği ne kadar -sözde- değer varsa, alayının çöp olduğu bir kez daha ve ayan beyan ortaya çıktı.

Dalga geçer gibi, "4 saat mola" verdik diyorlar, Gazze'ye yaptıkları saldırılara 4 saat ara veriyorlar. Bu mola neyin molası? 20 saat katliam yapıp, 4 saat kahve molası mı veriyorlar?

"4 saat Mola" dedikleri şey, Gazze'li insanların, kuzeyden güneye gitmesi için taktikten baska bir şey değil.

Durmayacaklar; önce Gazze'nin kuzeyini insansızlaştırıp işgal edecekler, sonra sıra güneyine gelecek.

Sonra ne olacak, duracaklar mı? 75 yıldır hangi toprağı isgal ettilerde durdular?

Gazze sonrası tüm Filistin'i haritadan silecekler, sonra Kudüs'teki Mescid-i Aksa'yı yıkıp "tapınak"larını yapacaklar, sonra Büyük İsrail'i kuracaklar.

Evanjelistlere göre Yahudilerin bu kehanetleri gerçekleştirmesiyle, Mesih gelecek ve tanrı krallığı kuracak. Evanjelist batılılar, yahudi sermayesine köle olmuş batılılar, ortadoğu cografyasını İsrail'i maşa olarak kullanıp parçalayan sömürgeci batılılar, vs. Hepsi birden saldırıdalar, Gazze'li çocukların dökulen her damla kanında hepsinin ortallığı var.

Gazze'ye atom bombası atmaktan bahseden, "biz Gazze'de hayvanlarla savaşıyoruz" diyen, "tanrı bize çocukları öldürün diyor' diyen İsrailin sapkın başbakanı, bakanları, hahamları varken başka terorist aramaya ne gerek var?

Çağdaşlık denen batı maskesinin ardında neler olduğu daha ne kadar net olarak ortaya çıkabilir ki?

Peki ya ümmet, Muhammed ümmeti, İslam ülkeleri ne yapıyor? Aslında bu sorunun cevabı yukardaki soruların cevabından daha acı ve çok daha fazla söylenecek şey var. Bu mevzu üzerine de uzun uzun ve her zaman konuşmaya, yazmaya ihtiyaç var. Özeleştiriye, bu parçalanmışlık halini sorgulamaya, siyonist ve evanjelistlerin fikri tuzaklarından nasıl kurtulabileceğimize dair tesbit ve önerilere çok ihtiyacımız var.

Herkesin her zaman yapacağı bir şey vardır imkanı oranında; yardım etmek, İsrail mallarını ve Amerikan mallarını boykot etmek, zulme karşı tepki göstermek, dua etmek, vb.

Zira, bu yaşananlar sadece Gazze'li mazlumların değil, hepimizin imtihanıdır. Hepimiz, tüm insanlık ve tüm ümmet vede her bir birey imtihandadır. Elimizden, dilimizden geldiğince ne yapabiliyorsak ona odaklanmalıyız. Hiçbir çabayı küçümsemmeliyiz. Su taşıyıp "tarafım belli olsun" diyen karinca misali elimizden ne geliyorsa ona odaklanmalıyız.

En azından, "haksızlık karşısında susan dilsiz seytan" olmamalıyız.

Vatanını, kutsalını savunan Gazze'li kahramanlara selam olsun.

Katillere ve destekçilerine lanet olsun. Dilerim ki; güçlerine güvenip her haltı yiyenlere,  Nemrut'un beynini yiyen sinek misali, yeni "sinek" ler hayatı zindan etsin.

Zalimler için yaşasın cehennem...