Özer Yılmaz yazdı
Milenyumun başında görevim gereği geldiğimde;
‘Hoş geldin, İnegöl’e gelen bir daha gitmez hem çok şanslısın, İnegöl bugün yarın il olacak’ dediler.
Bu düşünceye nereden vardınız, dediğimde;
‘Hocam, İnegöl’ün il plakası bile belliydi. 81 olacaktı ama olmadı muhakkak 82 olacak. Burada kalarak il olmanın avantajlarını yaşarsınız. Bir de buranın suyu dualıdır, içene, İnegöl bağımlılığı yapar’ dediler.
Ben de ‘Ben devlet memuruyum, bugün buradayım, yarın bilmem nereye atamam olur, nereye atamam yapılırsa oraya giderim. İnegöl’de sürekli olarak kalmam mümkün olmayabilir. Bunun dışında eşim ve çocuklarım henüz taşınamadılar. Belki de evimi taşımadan giderim.’ demiştim. Gün oldu devran döndü, eşim ve çocuklarım da İnegöl’e taşındılar.
İnegöl’de göreve başladığım yıllarda da bugün olduğu gibi kiralık ev bulmak çok zordu. Bir şekilde tanıdıklarımın vasıtasıyla bir hemşerimin evini kiralayabildim. Eşim görevine, çocuklarım da okullarına başladılar. Ben de milli eğitim müdürlüğünde yatırımlardan sorumlu şube müdürü olarak görevime devam ettim. Çocuklarım üniversiteye gittiler, oğlum üniversite eğitimini tamamladıktan sonra Avukat olarak İnegöl’de ofisini açtı. Eşim ise bir yazar olarak İnegöl’ün tanıtıldığı ‘Can Dostum’ adlı çocuk kitabını yazarak İnegöl’ü kendi adıyla birlikte ölümsüzleştirdi. 2015 yılında rotasyon nedeniyle İnegöl’den gitmek gibi bir durumum ortaya çıktı. İnegöl’ün dualı suyunun etkisinden mi nedir bilemem ama İnegöl’den gitmemek üzere sınavı kazanarak atandığım şube müdürlük görevimden bile ayrıldım. İnegöl’ü kendimize kalıcı bir yurt yaptık. İnegöl’e yapılacak her türlü yatırım beni olumlu yönde etkiliyor. Olumlu şeylerde sevinç, olumsuz şeylerde ise üzüntü duyduğumu belirtmek isterim. Yapılan yanlış uygulamaları hazmedemiyorum ve bunu yazdığım köşe yazılarımda dile getiriyorum.
Milenyum yılı girmeden önce ve milenyum yılının başlarında İnegöl’ün il olması insanlarımızın düşlerini süslüyordu halada süslemeye devam ediyor. İl olma düşü, 81 nolu plakanın başka bir kente gitmesiyle bütün İnegöl halkında bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Bu hayal kırıklığının olmaması adına şimdi iş sanki biraz daha sıkı tutuluyor gibi. İnegöl’ün il olması ile ilgili yapılacak çalışmalara katkı sağlanması amacıyla bazı isimlere mektup gönderildiğini yazılı basından ve paylaşılan sosyal medya haberlerinden okudum. Bu mektubun niçin yazıldığı sorgulandığında herhâlde ortak bir anlayışın oluşmasına zemin hazırlamak, siyasi gruplar üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmak ya da siyasi oluşumlar içinde nabız yoklaması yapmak amacıyla yazıldığı söylenebilir.
Eğitim hayatında uzun süre görev almış bir eğitimci ve bir yazar olarak İnegöl’ün il olması için oluşturulan listede yer alan isimlere doğal olarak göz atmak durumunda kaldım. Söz konusu listeyi incelediğimde bazı isimlerin olmamasını yadırgadığımı söylemek istiyorum. Bu isimlerin başında İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Doğru ile birlikte bazı bürokratlar, bazı eğitimciler, bazı iş insanları, bazı gazeteciler, bazı yazarlar ve siyasi parti temsilcileri geliyor. İnegöl’ün gelişmesi için kalbi çarpan, daha iyi hizmet üretilmesi için projesi olan her kesimin bu listede adı olmalıydı. Bu listede isimlerini belirtemeyeceğim bazı insanların olmaması bir noksanlık, bir yoksunluk. Bunlar kimler derseniz, isteyen beyin jimnastiği yaparak bulabilir.
İnegöl’ün il olması bir düş, umarım bu kutlu düş sonuca ulaşır. İnegöl sonuna kadar il olmayı hak ediyor hem de sonuna kadar. Gün birlik olma ve birlikte hareket etme zamanı.