Özer Yılmaz'ın köşe yazısı

Malum bu günlerde siyasi söylemler ya da siyasi taraf tutma ile ilgili eylemler hat safhada, hiç kimse tarafı olduğu siyasi paktın hakkında olumsuz söylemlere tahammül edecek durumda değil. Bu yaklaşım demokratik yaşam için doğru bir yaklaşım olmazsa bile kimse ayranım ekşi demek istemiyor. 

 Hani meşhur bir söz var ‘At izi, it izine karıştı’ bu seçim sathında tam da bunu yaşıyoruz. Kimin ne söylediği ve kimin hangi siyasi denklemin içinde olduğunu çok kestirmek mümkün değil. 

İktidar partisi 20 yıldan beri ülkemizin siyasetine, ekonomisine, adaletine, kısacası yaşamın her alanına hâkim oldu, icraatlarını da kendi felsefesine göre gerçekleştirmeye çalıştı. Terörün gündemimizden çıkmış olması bana göre bu iktidarın en önemli başarısı.

 İktidarın gerek teknolojik, gerek ulaşım, gerekse terör ile mücadele alanında yaptığı çok önemli atılımları var. Bu atılımlar vatandaş olarak insanların takdirini topluyor ama takdir toplamayan işler de olmuş olacak ki, gerçekleştirilen atılımların karşı blok için bir kıymeti harbiyesi yok.  

Ülkemizde siyasi partiler ne yazık ki iyi ebeveyn rolünü oynayamıyor. Büyüttüğü çocukları sürekli ebeveynlerine komplo kuruyor ve karşı bir siyasi hareket başlatıyor. Çocuklar öyle ceberut yaratıklar ki kendisini doğuran, büyüten, geliştiren ebeveynlerine karşı hiç mi hiç ahde vefa göstermiyorlar.

 Ahde vefayı bırakın akrep misali hem ebeveynlerini hem de kendilerini zehirleyebiliyorlar. Bugünkü siyasi iklimde, dünya durdukça insanın aklının kabul etmeyeceği siyasi denklemleri görebiliyoruz. Türkiye siyasi yaşamı boyunca birbirinin varlığını kabul etmeyi bırakın, adını duymaya tahammül edemeyen siyasi düşünceler bir araya gelebiliyor.

Bu bir araya geliş öyle böyle değil, adeta kendi tüzel kişiliğini yok sayarak daha önce varlığına bile tahammül edemediği siyasi partinin listelerinden seçime girebiliyor. Adını duymaya tahammül edemediği siyasi partinin reklamını sosyal medyasından paylaşım yapabiliyor ve o parti adına oy isteyebiliyor.

Bütün bu olup bitenlerin ciddi bir anlamda analiz ve sentezinin yapılması gerekmekte. Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi yaşamında bu kadar girift bir siyasi yapılanmanın bu zamana kadar olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi nedeniyle seçim öncesi koalisyonların kurulması kaçınılmaz oluyor. Onun için büyük lokma ye, büyük söz söyleme demiş büyüklerimiz. Sezen Aksu’nun şu şarkısı da günün özeti değil mi? 

‘…………………..  

Sen kimsin, kim bunlar? 

En büyük kim? 

Hadi bakalım kolay gelsin, 

Bir acayip zor yarış. 

Bana ne aman ben anlamam, 

Pek hesaplı ince iş. 

Sen seni bil, sen seni, 

Sen sıkı tut çeneni. 

Eline diline hâkim ol, 

Sonra öcüler yer seni 

……………………. 

Bugünkü siyasi yapılanmanın çıkmazları yazılı, görsel ve sosyal medyada enine boyuna tartışılıyor ve tartışılacak. Demokratik ortamda tartışmak çok değerli kabul edilmeli çünkü doğru zeminde tartışmak doğru sonuçlara götürebilir. Asıl düşünülmesi gereken şey bir araya gelmesi hayal bile edilemeyen yapılanmaya kim ya da kimler sebep oldu?

Bugünkü siyasi yapılanmaya sebep olan yapı kimin eseri, kim böyle bir sonucu tasarladı? Olayların analiz ve sentezi görünen ve görünmeyen nedenleri birlikte değerlendirilmesi halinde daha objektif sonuçlar elde edilebilir.

Siyasi bloklaşmanın değerlendirmesinin yapıldığı yorumların içine siyasi yapılanma, ekonomik şartlar, sosyolojik konjonktür ve dış politika gibi nedenler de eklenerek irdelenebilirse doğru çıkarımlar belki o zaman bulunabilir, yoksa daha çok hafızalımızın almadığı yapılanmalarla karşı karşıya kalacağımız günler bekliyor bizleri.