Abdulvasih Duran'ın köşe yazısı

          Her sene geleneksel  olarak yapılan “İnegöl İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Buluşması” geçen Pazar günü tekrar yapıldı.Emeği geçen başta İHMED başkanı Ahmet TAŞTAN Hocamıza, İHMED yönetimine ,İmam Hatip Lisesi bahçesini tahsis eden Okul Müdürümüz Mahmut ALPİR  beye ve Sunuculuğu sıkmadan tatlı üslubuyla yapan Ayhan BAYRAKTAR hocamıza  ve programı Kanal 16’dan canlı yayınlayan Hasan ÖZDEMİR beye kendi adıma  çok teşekkür ederim.

         Programa İnegöl’ün en üst düzeyinde katılım oldu.Milletvekilimiz Ayhan SALMAN bey,Bursa Büyük Şehir Belediye Başkanı Ali Nur AKTAŞ bey,İnegöl Belediye Başkanı Alper TABAN bey  ve İmam Hatiplerin sembol ismi Nusret VARDAR hocamız başta olmak üzere hem siyasi hem de sivil kuruluşlar adına çok değerli insanlar katıldı.

           Hani “Her şey zıddıyla bilinir” diye bir söz vardır.28 Şubatın karanlık ve soğuk dönemlerini yaşayanlar bu günlerin kiymetini çok daha iyi anlarlar.O günler de bırakın bu programlara en üst düzeyde katılım olması program yapmak için bile çoğu zaman izin  alamazdık.İzin alsak bile istediğimiz gibi bir program yapamazdık.

            Bu sene ki tanıtım afişine İHMED yönetimi farklı bir slogan eklemişti.O slogan “Türkiye Yüzyılı” çerçevesinde 20.Geleneksel Mezunlar Pilavı” şeklindeydi.Bu slogan çok hoşuma gitti .Bunun anlamı 2023 Türkiye’sinde herkes üzerine düşeni yapmalıdır.

           “Türkiye Yüzyılı “denince aklımıza iki şey gelir.

1-Maddi Kalkınma,

2-Manevi Kalkınma.

          Maddi kalkınma denince –ki devlet onu fazlasıyla yapıyor-İhalar,Sihalar,Gemiler,Uçaklar,Yollar,Köprüler v.s.

           Manevi Kalkınma da denilince insan yetiştirmek akla gelir.Bunun için de inançlı,ahlaklı ve yetenekli gençler yetiştirmemiz  gerekir.

            Yakın zamanda önemli bir seçim geçirdik.Hatırlarsanız bu seçimde 4 milyondan fazla genç ilk defa oy kullandı.Ama hiç kimse bu oyların nereye gideceğini kestiremedi.Çünkü (bir kısmı hariç) bu gençlerin büyük çoğunluğunun memleket meselelerine vakıf olmadığını,devlet yönetimiyle ilgilenmediklerini  herkes biliyordu.

            Örneğin Sokak röportajlarında bazı gençlere kime oy vereceksiniz? Sorusuna “Muharrem İNCE’ye oy vereceğim” diyenlere “Niçin? “ diye sorulduğunda “Çünkü çok güzel dans ediyor” cevabını veriyorlardı.Buda gösteriyor ki oy verirken adayın projelerine ve fikirlerine değil de anlık hareketlere bakılıyordu.Ve yine buda gösteriyordu ki bazı gençler de fikirsel alanda bir gelişme olmamıştır.

           Öyleyse ne yapmalı?

           “İnsan nerede düşerse orada ayağa kalkar” diye bir söz vardır.Günümüz gençlerine nasıl ulaşabiliriz?Bunun gerçekleştiği dönemler olduğuna göre o dönemin metodunu tekrar canlandırmak gerekir.Neydi o dönem? Necip Fazıl Kısakürek’lerin Yedi Güzel Adamların döneminde gençlerin çok güzel yetiştiklerini biliyoruz.

            Büyük Şairimiz M.Akif ERSOY’un “Asımın Nesli” dediği bir nesil yetiştirmek.

             Şöyle ki:

-Hem dünyasını  hem de ahiretini ihmal etmeyen gençler,

-Hem Fıkıh bilen hem de Fizik bilen gençler,

-Hem Kelam öğrenen hem de Kimya öğrenen gençler,

-Hem Teolojiden haberdar olan hem de Biyolojiden haberdar olan gençler v.b.yetiştirmek

           Zaten ne olduysa ilimleri Beşeri ilimler -İlahi İlimler diye ikiye ayırdığımız andan itibaren oldu.Oysa bütün ilimler ilahidir.Her ilim Allah’ın yarattığı varlıkları incelemiyor mu?

          Eğer bir kandil gecesinde tespih çekmenin faziletine inandığımız kadar o gece Fizik,Kimya,Matematik çalışmanın da sevap olduğuna inandığımız an ilerlemenin ilk adımını atmış olacağız.

         UNUTMAYIN:Bütün uzun yolculuklar ilk adım ile başlar.