Recep Akakuş'un köşe yazısı
1950’Lİ YILLARDA İNEGÖL’ DE YAŞANAN DİNÎ HAYAT (2)
İnegöl’deki diyânî hizmetlere;Yenişehir İlçesine bağlı köylerden Okuf Köyü’nden Muzaffer ve Mustafa Oyan kardeşler de, hem imam-hatip ve hem de vaiz-müftü olarak, damgalarını vurmuşlardır. O yıllarda İnegöl’ de cenaze işlerini her âile, mahalle imamı ile işbiliği yaparak, birlikte yürütürlerdi.
Ancak bu işlerde fahrî olarak görev alan ve her sabah İnegöl bazında çevreyi koklayan “Takunyacı Hafız “diye şöhret bulan bir hafız efendi var idi. Resmî görevi olmamakla birlikte İnegöl’ de, geniş ölçüde, cenaze işleri, bu zât tarafından takip dilirdi. Hatırladığım kadarıyla Takunyacı Hafız, Süleymaniye Mahallesi’ nde otururdu.
Sabah namazını mahalle camiinde kıldıktan sonra mahalleleri dolaşırdı. Vefat vuku bulmuş âileler ile yakından ilgilenir; ardından da Çınarlar altındaki çay ocağına gelerek sabah namazını kıldırdıktan sonra burada çay içmeyi âdet haline getirmiş olan başta İshakpaşa Camii imam hatibi Hacı Hafız Ahmet Kabataş Hoca Efendi olmak üzere; diğer yakın camilerde görev yapan hoca efendilere duyuruda bulunurdu; cenaze ile ilgili gasil, techiz, tekfîn, devir ve iskat-ı salât gibi… örfî işler, bu zât, tarafından organize edilirdi.
O devirde Belediye sadece mezarlık ve gömü işiyle ilgilenir; gasil ve tekfin işleri ile pek meşğul olmazdı. Yenice ve Hamidiye mahallelerinde vuku bulan cenaze işlerini de Nakşî şeyhlerinden Hacı Bilal Efendi’nin müridleri arasında yer alan ayakkabıcı bir zat, takip ederdi.
Hıfız hocam olan Çuhadar Mehmet Hafıza gelince; bu zât, İstanbul’da bir müddet Dârü’l-Hilâfeti’l-Aliyye Medrese’sinde okumuş; Fatih Camii imam hatiplerinden olup “Arap-Hoca” diye şöhret bulan meşhur kurrâlardan Filibeli Mehmet Rasim Efendi’ den ders almıştır.
İnegöl’e döndüğünde hayatını manifatura esnafı olarak kazanmaya başlamış; ancak hasbî olarak sırf Allah rızasını gözeterek pederinin vasıyyeti üzerine; tam 50 yıl İnegöl-İshakpaşa Camii’nde Ramazanlarda bir cüz sahur mukabelesi okumuş ve ben, dahil olmak üzere; 8-10 kadar hafız yetiştirmiştir.
Bunlardan hatırımda kalanların isimleri şunlardır :İnegöl Osmaniye Mahallesi’nden İbrahim Cumhur- Hilmiye Köyü’nden Sabri Ünver- Hayriye Köyü’nden Osman Turan Uygur - Çiftlik Köyü’nden Şükrü Dursuntetik-Ortaköyü’nden Fikri Samîm Sütçü, -Yenice Nahiyesi’nden Hafız Yunus ve kayınbiraderi Hafız Nevzat ile Yenişehir İlçesi’ne bağlı Okuf Köyü’nden Abdullah Kara’dır.
O günlerle ilgili olarak günlük hayata yansıtılmış dinî nitelikli bir kaç gözlemimi de siz okuyucularımla paylaşmak isterim. Söz gelimi: Haftalık pazarın kurulduğu Perşembe günleri baz alındığında esnaf kişilerin dinî nitelikli günlük hayatı, İnegöl’de şöyle başlardı.
Tan yerinin ağarması ile - bir diğer ifadeyle - sabah namazı için okunan ezanla birlikte yataktan kalkılır. Yetişkin erkekler, genellikle sabah namazlarını, mahalle camiinde cemaatle birlikte kılmaya özen gösterirlerdi; namaz sonrasında camiden çıkılınca yakın çevrede yer alan çayhanelerde ya çay veya salep içilirdi; yahıt da çorbacıda işkembe çorbası içilirdi ; ardından da herkes, mesleği ile ilgili olarak, günlük çalışma proğramnı uyğulamaya koyulurdu.
Esnaf ve ticaret erbabı, önce, üzerine güneş doğmadan “Besmele “ile dükkânını açmaya özen gösterirdi; her iş adamı, kendi dükkânının önünü süpürür; kısmetinin açılması için Allah’a, niyazda bulunurdu. (DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)