Recep Akakuş yazdı
1434 yılında Amasya Valisi bulunan Yergüç Paşa, hakkında yapılan bazı şikâyetlerden dolayı, Amasya muhafızlığından alındı. Ardından Yergüç Paşa, Edirne muhafızlığına getirildi. Maiyetinde de geçmiş yıllarda Amasya emirliğini üstlenen Şadgeldi ailesine mensup İsa Bey’in torunu genç İshak Bey bulunmaktaydı.
İshak Bey, aslında, İnegöl’de dünyaya gelmişti. Babası İbrahim Ağa, dedesi ise İsa Bey’di. İsa Bey, Yıldırım Beyazıt’in Amasya Valiliği sırasında O’nun maiyetinde yer almış ve Birinci Kosova Muharebesi vesilesiyle Rumeli’ye geçmiş ve de Birinci Kosova Savaşı’na katılmıştı.
İSAÖREN KÖYÜ
Savaş sonrasında da Yıldırım Beyazıt, İsa Bey’e, İnegöl yakınında yer alan İsaören Köyü’nü dirlik olarak vermişti. Muhtemelen 1402 yılında vukû bulan Ankara- Çubuk Meydan Savaşı’nda ölen İsa Bey, İnegöl’e bir daha dönememiştir.
Ancak oğlu İbrahim Ağa, babasına verilen dirlik araziyi uzun yıllar işletmiştir. Bu nedenle -hâlâ günümüzde- bu yöre, İsa Bey’e izafeten, İsaören adıyla yâd edilmektedir.
İsa Bey’in oğlu İbrahim Ağa’nın, baba mesleğini seçip devlet hizmetine girmediği anlaşılmaktadır. Çünkü oğlu İshak Bey, Amasya Valisi Yergüç Paşa’nın maiyetinde yer almıştır. Yergüç Paşa ile birlikte çalışan genç İshak Bey, güçlü bir maliyeci-bürokrat olmuştur.
1434 yılında da O’nunla birlikte Edirne’ye gelen İshak Bey, devlet erkânı ile daha yakından temas kurma imkânı bulmuştur. Zira güçlü bir devlet adamı olan Yergüç Paşa, kısa bir müddet sonra divan üyesi olmuş ve de vezâret pâyesi almıştır.
40-50 yıl öncesine gidildiğinde İshak Paşa’nın büyük dedesi Muslihiddin Mustafa Bey, Yıldırım Beyazıt’in 1389 yılında Amasya Valiliğine atadığı Fahreddin Ahmed Gâzî’nin kardeşi olduğu görülecektir.
İNEGÖL’DEKİ SULTAN HATUN TÜRBESİ
Fahreddin Ahmed Bey ise Kastamonu Beyi İsfendiyâr Bey’in eniştesidir. Bir diğer ifade ile İshak Paşa’nın baba tarafından büyük dedesi, Kastamonu beyi İsfendiyâr Bey ile sıhriyet bağı kurmuştur.
Söz konusu sıhriyet bağından dolayı olsa gerektir ki, İshak Paşa da İsfendiyâr Bey’in kızı Sultan Hatun ile evlenmiştir. Hâlen İnegöl’de İshak Paşa Camii Hazîresi’nde yer alan türbe, işte bu Sultan Hatun’a aittir.
Fatih Sultan Mehmed, 1461 yılında Kastamonu ve Sinop merkezli İsfendiyâr Beyliğini tasfiye etmeyi kararlaştırdıktan sonra bu işi, kan dökmeden gerçekleştirmeyi planlamıştır. Bunun için de askerî harekâtı başlatmadan önce bazı siyasî nitelikli senaryoları, uygulamaya koymuştur.
Şöyle ki: Kastamonu Beyi İsmail Bey’in kardeşi Kızıl Ahmed, Fatih Sultan Mehmed tarafından Bolu Valiliği’ne atanmıştır. İsfendiyâr Bey’in damadı olan İshak Paşa da Amasya’dan Ankara’ya davet olunmuş ve Anadolu Beylerbeyliği’ne tayin olunmuştur.
Her türlü hazırlığın, Trabzon Rum İmparatorluğu’na karşı yapıldığına inanıldığı bir anda Fatih Sultan Mehmet, beklenmedik bir anda ve beklenmedik bir tarzda Sinop üzerine yürümüş ve İsfendiyar oğlu İsmail Bey’i, şiddetle kuşatmıştır. Vezir-i âzam Mahmud Paşa’nın araya girmesiyle İsmail Bey, kan dökülmeksizin teslim olmuş ve Fatih’in huzuruna çıkarılmıştır.
Fatih Sultan Mehmet Hân, İsmail Beyi, bir esir gibi değil, bir hü- kümdar gibi karşılamış ve O’na, samîmi iltifatlarda bulunmuştur. Ardından da Bursa’nın Yenişehir-Yarhisar ve İnegöl kazalarını ve çevrelerini, İsmail Bey’e dirlik olarak vermiştir. Böylece İnegöl’ün ve İnegöl’lülerin hayatında 1461 yılından itibaren yeni bir sayfa açılmıştır. Amasya kökenli İnegöl’lü İshak Paşa da Anadolu Beylerbeyi olmuştur. (DEVAM EDECEK)