Atalarımız ne güzel söylemiş’’ dert bir olsaydı onu akide şekeri ile beslerdim’’ . Önceki yazımda söylenme söyle demiştik, evet bugünden itibaren söyleyeceğiz. Bu şehirde yaşayan sorumlu bir vatandaş olarak gördüğüm eksikleri söyleyeceğim, çözüm noktasında bulunanlar umarım dikkate alırlar. Derdimiz bağcıyı dövmek değil , üzüm yemektir , biz olumlu veya olumsuz eleştirilerimizi yapacağız güzellikleri de hep birlikte paylaşacağız. İnegöl’ün çözüm bekleyen sorunları bir köşe yazısının konusunu aşar bu nedenle İnegöl’ün sorunlarını önümüzdeki haftalarda da ele alacağız.
İnegöl’ün sorunlarını ilk defa dile getirmiyoruz ,ilk defa yazıya dökmüyoruz daha önce de köşe yazıları yazdığım gazete ve dergilerde(Bursa defteri Aralık 2003) dile getirdim.Bu güne kadar sorunlarımızı çözemedik. İnegöl halkını çantada keklik ve söylemeyen ,söylenen bir topluluk olarak gördükleri için bugünlere geldik.
İnegöl 1970 yılında 32.000 nüfuslu şirin bir ilçeyken 1977 yılında organize sanayi bölgesinin kurulmasıyla hızla göç alan bir sanayi şehri olmaya başlamıştır.Hızla göç alan şehir beraberinde yeni sorunlarla yüzleşmeye başlamıştır.Çarpık kentleşme, tarım alanlarının kaybedilmesi, hava kirliliği ,ulaşım sorunları, konut ihtiyacı,eğitim ihtiyacı,yeşil alan ihtiyacı,toprak kirlenmesi,sağlık sorunları,temiz su kaynakları,otopark sorunu,alt yapı üst yapı ..Bugün İnegöl’ün nüfusu resmi kayıtlara göre 300.000 dir. Bu rakama ilçemize dış ülkelerden gelen misafirler dahil değildir.Bu rakamda bir şehir efsanesi olarak dolaşmaktadır.Resmi kurumlar umarım bir açıklama yaparlar. Sokakta ki vatandaş konuşurken çoktan inegöl’ü 400.000 e bağlamıştır.
İnegöl’de en büyük sorun vizyonsuzluk, inegöl’ün nüfus artış hızına göre bir planlama yapmak yerine günü kurtarmak durumunda kalıyoruz. Tabii ki inegöl’ün yerel yöneticileri stratejik planlamalara göre bu prejeksiyonları yapıyorlardır. Ancak merkezden yeterince bütçe bulamıyorlardır . En güzel örnek Adliye binasıdır, eskiden hükümet konağının küçücük bir koridorunda zor şartlar altında hizmet veren hukukçularımız ve adalet personelimiz için, çok güzel bir adliye sarayı yapılmasına rağmen bugün ihtiyaca cevap verememiş Alanyurt yolunda ek bina kiralanmak zorunda kalınmıştır. Eskiden inegöl’deki yıkılan hastanede yatak sayısı 310 (nufus 186000) iken büyük ümitlerle yapılan yeni hastanede yatak sayısı 300dür ilave yataklarla 332 ye çıkarılmıştır.(nüfus 300.000)Saat 17.00 den sonra acildeki hasta yoğunluğu ve bu yoğunluğa canhıraş bir şekilde hizmet vermeye çalışan sağlık personeli . Sağlık personeli yetersizliği ve randevu alamama sorunlarına değinmek bile istemiyorum. Bugün mevcut hastanede( Ankara Bursa yolu şehrin içinden geçerken) ; beyin ameliyatını geçtim anjiyo bile yapılamamaktadır. Sorduğumuzda ilçe hastanesi olduğumuz için anjiyo ve bypass yapılamıyor mevzuat izin vermiyor deniyor. Demek ki neymiş İnegöl Ankara’dan her hangi bir ilçe olarak görülmekteymiş .
Bu şehrin bir sakini olarak diyorum ki ‘’İnegöl Ankara’dan büyüktür’’ .Bu şehrin potansiyelini keşfet ve kentin dinamiklerini harekete geçir.