Özer Yılmaz'ın Köşe Yazısı
Günümüzde insanlar adeta çıldırmış. İnsanların birbirlerine karşı saygısının zayıf olduğu gibi birbirlerine karşı tahammülü de yok. Ülkemizde ve özellikle şehrimizde insanımızı üzen gelişmeler o kadar çok ki son dakika haberleri ile verilen gelişmeler insanın kalbini durduracak cinsten. Olayların acilen analizinin yapılması ve bununla ilgili tedbirlerin alınması gerekiyor. Tabi uzman görüşünü bekleyip sorunların çözümü için gerekli adımların atılmasına kadar ‘Atı alan Üsküdar’ı geçiyor’.
Televizyon, sosyal medya ya da basının verdiği son dakika haberlerini artık dinlemekten, okumaktan korkar olduk. Cinayet, kavga, trafik kazası, yangın, hırsızlık haberlerini duymadığımız gün kalmadı. Trafik kazalarının oluşunu psikolojimiz henüz kabullenmemişken araya yangın haberleri giriyor. Yangın haberlerini psikolojimiz absorbe etmek üzereyken bu sefer cinayet haberleri karşımıza çıkıyor. Bunu da atlatırız inşallah derken psikolojimiz kavga ve cinayet haberleri ile sınanıyor. Çekirdek kabuğunu doldurmayacak bir nedenden dolayı olaylar çıkıyor. İnsanları çıldırtan ne!? Tahammülsüz yapan ne!? Saygısız yapan ne!?
Toplum olarak sözüm ona ‘Kul hakkı’ konusunda çok hassas davranmaktayız. Toplumsal değerlerimizin en başında ‘Kul hakkı’ geliyor. Kadim kültürümüzün en kıymetli değeri olan ‘Kul hakkı’ hiç şüphesiz toplumumuz için çok kıymetli bir değer. Ne yazık ki olayların çıkış nedenlerinin başında kul hakkına riayet etmemek geliyor. Bunun yanında saygısızlığın ve psikolojik tahammülsüzlüğün de yattığını ifade etmek gerekiyor.
Bu topluma neler oluyor? Sohbetlerde; yardım severlikte, iyi insan olma konusunda, hayvanları sevme konusunda, çevreyi koruma konusunda, vatanını sevme konusunda, hak hukuk, adalet konusunda mangalda kül bırakmayan bu topluma neler oluyor, nereye doğru eviriliyor? Artık bu toplumun kırmızıçizgisi olan değerler, insanlar için bir şey ifade etmiyor mu? Toplumu toplum yapan, insanı insan yapan, kırmızıçizgim olarak kabul ettiği değerler değil midir?
Neler oluyor şehrimizde ya da ülkemizde?
Gün geçmiyor ki şiddet, cinayet, trafik kazası, intihar, yangın, ya da hırsızlık haberleri olmasın. Her yeni gün, yeni olaylara gebe.
Bazen çıkan olayların çokluğunu ifade etmek için ‘Burası Teksas mı?’ ironisi yapılarak güvenli bir yaşam alanında olmadığımız ifade ediliyor.
Sahi burası ‘Teksas mı’?
Niçin insanlar güvenlik kuvvetlerinin ya da adalet mekanizmasının çözmesi gereken sorunları kendi yöntemleriyle çözmeye çalışır?
İnsanlar niçin çıldırmışçasına birbirine fütursuzca saldırır.
Sahi neler oluyor?