Noktacı Kasım Efendi’nin İntikalinden Önce İnegöl Kısmen önceki bölümlerde anlatıldığı üzere İnegöl, 1298/1299’da Turgut Alp eliyle fetih edildikten sonra -Oğuz geleneğine göre- Osman Bey, Turgut Alp’e, Domaniç Derbendi’nden Ulular Derbendi’ne kadar uzayan Uludağ ile Domaniç dağlarının İnegöl Ovası’na bakan etek kısmını, dirlik olarak tahsis etmiştir ki burası, daha sonraki yıllarda “Turgut-Eli” diye anılmıştır.

Günümüzde bu yöre, doğu-batı istikametinde Tahtaköprü Beldesi ile Kozören Köyü arasında Uludağ ve Domaniç dağlarının kuzey eteği boyunca uzayan araziyi içine almaktadır.

Yörenin merkezi de Genci / Turgutalp Köyü’dür. Orhan Gazi devrinde Bursa’da kurulan darphanenin odun ihtiyacını karşılama yetki ve imtiyazı, Turgut–Eli’nde oturan Turgut Alp aşiretine bırakılmıştır.

Bu yörede bulunan Oylat Kaplıcası’nın ve maden yataklarının işletme yetki ve imtiyazı da Osman Bey’in oğlu Pazarlu Bey ile Turgut Alp’in oğlu İlyas Bey’e verilmiştir Senenin 7-8 ayında sulak ve batak durumunda olan İnegöl Ovası’nda ise, geniş ölçüde, yerleşim olmamıştır.

Ancak pirinç ekimi yapılarak ve de“Su-sığırı” adı verilen manda / camus yetiştirilerek değerlendirilmiştir. İnegöl Ovası’nda yerleşim-ağırlıklı olarak sadece-İnegöl Hüyüğü üzerinde olmuştur ki burası, halk arasında, “Yokuş” adıyla anılmaktadır.

Kuruluş devrinde İnegöl’ün genel morfolojik yapısı böyledir. “Sırt-Yol”lar ve de İnegöl ve Noktacı Kasım Efendi 69 “Honta-Köprüsü” adı verilen köprüler ile İnegöl Höyüğü, çevredeki yerleşim alanlarına bağlanmıştır ki bunların en önemli olanları, Kulacahisar Köyü, Akhisar Köyü ve Çiftlik Köyü’nde yer alan Kızılsaray ve bunları yek diğerine bağlayan köprü ve yollardır.

Bu dönemde İnegöl coğrafyası, kaplıca ve maden işleticiliği, pirinç ekimi ve hayvan yetiştiriciliği ile ekonomik yönden değerlendirilmiş ise de uzun yıllar sosyal yönden gelişmemiştir.

 Konuyu, Prof. Dr. Ömer Lütfü Barkan ve Enver Meriçli’nin hazırlamış olduğu “Hüdâvendiğâr Livası Tahrir Defterleri” isimli kaynak eserden (C.I,s.84-85 ve madde/124) yararlanarak, gözden geçirelim: Toplanacak vergiye esas olmak üzere 1487 yılında yapılan tahrîr ve sayımda İnegöl merkezi ve nüfusu: A-1487 yılında İnegöl, 2 mahalleden oluşmaktadır.

 Bu mahallelerden biri, “Merkez Mahallesi” dir ki daha sonra 1520’de yapılacak sayımda bu mahallenin adı, “Sinanbey Mahallesi” olacaktır. İkinci mahallesinin adı, ise “Cami Mahallesi” dir.

Sözü edilen kaynak eserde 1487 yılında İnegöl’de “Merkez mahallesi”nde oturup vergi yükümlüsü olan hane sayısı, 31’i evli ve 10’u da bekâr olmak üzere 41 hanedir. Hane nüfusu-usûlenbeş ile çarpıldığında görülecektir ki 1487 yılında İnegöl “Merkez Mahallesi”nin nüfusu, (41 x 5 = 205) kişidir. “Cami Mahallesi”ne gelince burada oturan ve de vergi yükümlüsü olan hane sayısı, 43’ü evli ve 4’ü bekâr olmak üzere 47 hanedir.

 Hane sayısı, usûlen, beş ile çarpıldığında görülecektir ki 1487 yılında İnegöl “Cuma Mahallesi”nin nüfûsu, (47x5=235) kişidir. Hamzabeyoğlu Derviş Mehmet Bey’in timar sahibi olduğu 1487 yılında İnegöl Kasaba merkezinin vergiye tabî toplam nüfûsu: (205+235= 440) kişidir. Timar sahibinin topladığı vergi miktarı da yıllık olarak 9800 Akça’dır.

RECEP AKAKUŞ hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan

Ayhan Talha Bayraktar