Recep Akakuş yazdı
Osman Gâzî, babasının sağlığında- muhtemelen- 1279 yılından itibaren Karakeçili Aşiret’inin başına geçmiştir. Üç yıl kadar babasınınsağlığında ve O’nun gözetiminde yönetimini pekiştirdikten sonra Ertuğrul Gâzî’nin ölümü üzerine 1281 yılından itibaren yönetimi, tek başına üstlenmiştir. Ardından da babası Ertuğrul Gâzî zamanında yetişmiş yönetici kadroları -devre dışı bırakmaksızın- Aydoğdu, Bay- Hoca, Aktimur, Balaban Çavuş, Kara Mürsel, Tâz Ali ve Emîr Ali gibi genç yetenekleri de, kadrosuna almıştır.
OSMAN GÂZİ VE GENEL SİYÂSÎ DURUM: Osman Gâzî,1281 yılında Karakeçili aşireti’nin başına geçtiğinde genel siyasî durumu şöyle özetlemek mümkündür. Bu dönemde, Konya merkezli Selçuklu hükümdarları, iktidarlarını kaybetmişler ve fiilen İlhanlıların atadığı komutan ve tahsildarların kontrolüne girmişlerdir.1279 yılından itibâren Selçuk Sultanları -muktedir bir hükümdar olmak yerine- sembolik, birer sultan olmuşlardır. İlhanlı hükümdarlar, güven duymadıkları Selçuk sultanlarını -Sultan IV. Kılıçaslan ve oğlu Sultan III. Gıyaseddin Keyhusrev örneklerinde görüldüğü üzere- hemen öldürtmüşlerdir.
Osman Gâzî, son üç Selçuk sultanı ile birlikte çalışmıştır. Bunlar, sırasıyla: Sultan III. Gıyaseddin Keyhusrev (1264-1283), Sultan II. Gıyaseddin Mes’ud (1283- 1298 ve 1302-1308) ve bu arada beş yıl kadar sembolik bir sultan olan Sultan V. Alaaddin Keykubad (1298-1302) olmuştur. Osman Bey, sembolik birer sultan olmuş olsalar da Selçuk Sultanlarına karşı saygılı davranmış ve tıpkı Ertuğrul Gâzî’nin ödediği gibi O da Selçuklu hazinesine muntazaman vergilerini ödemiştir.
Diğer yandan İlhanlı hazinesine de vergi ödeyerek onların yapacağı zulümden aşiretini ve bağlı oymakları kurtarmıştır. Karaman ve Hamidoğulları’nın yaptığı gibi- açıktan- Konya Selçukî tahtına sahip çıkmaya kalkmamış ve bu nedenle de Moğol-Selçuklu rekabetinin dışında kendisini tutabilmiştir.
OSMAN GÂZÎ’ NİN ÇİZDİĞİ YENİ STRATEJİ: Osman Gâzî, Amcası Dündar Bey’in -geçici de olsa- bağlılığını temin ettikten sonra, stratejik ana hedef olarak İznik/Nikya’yı belirlemiştir. Bursa ve İzmit de alınması öngörülen hedefler arasında bulunmakta idi. Yönetim kadrolarında yeni düzenlemeler yaptıktan sonra -ilk iş olarak- uzun yıllardan beri yayla gidiş-dönüşlerinde İnegöl Tekfuru Aya Nikola’nın yapması muhtemel saldırılara karşı Domaniç ve Ahî Dağları’nı tutan Samsa Çavuş ve kardeşi Sülemiş’i, bu yöreden alarak Sakarya Vâdisi’ne aktarmıştır. Böylece, stratejik ana hedef olan İznik’e doğru yönelinmiştir.
Diğer yandan Akçakoca ve Abdurrahman Gâzî’nin önderlik yaptığı yönetici gurup, İzmit coğrafyasına yönelmiştir. Konur Alp ve arkadaşlarının dâhil olduğu gurup ise Sakarya Vâdisi’nin doğusuna, bir diğer ifade ile Paflogonya yöresine geçmişlerdir.
Aykut Alp veTurgut Alp’in temsil ettiği ve de merkezi, içine alan ana gurup ise Bursa’yı hedef almıştır. Yapılan bütün bu stratejik düzenlemeler gösteriyor ki Osman Gâzî, coğrafyadan vatana geçmek ve Anadolu’da ilk kurulmuş olan Bitinya Devletinin yerini almak istemiştir. Bilindiği üzere Bitinya Devleti, İznik/Nikya, İzmit/Nikomedya ve Bursa/Purussa kentlerini içine alan coğrafyada kurulmuştur. Söğüt, Bilecik ve İnegöl-Domaniç yöreleri de Bitinya coğrafyasına dâhildir. İşte Osman Gâzî’yi ve devrini anlatırken konuya, bu perspektiften bakmak gerekecektir. (DEVAM EDECEK)