Sultan II. Murad (1420-1451), tek varisi olan genç Şehzade Mehmed’i, Edirne’de kendi elleri ile Osmanlı tahtına oturttuktan sonra en tecrübeli ve de kendisine en sadık iki devlet adamını yanına alarak ikâmet için Manisa’ya çekilmiş ve yönetimi dışarıdan izlemeye başlamıştır.
Çocuk yaşta tahta geçirdiği oğlu Şehzâde Mehmed’i, tecrübeli devlet adamı ve de öztürk kökenli Çandarlı Halil Paşa ile genç ve dinamik devlet adamı fakat devşirme kökenli Zağnos Mehmet Paşa’ya emanet etmiştir.
Sultan II. Murad’ın, kendi eliyle gerçekleştirdiği, bu iktidar değişikliğinde dikkati çeken en önemli husus, yanına aldığı tecrübeli devlet adamlarının taşıdığı özel nitelikleridir.
Söz gelimi: Nurettin Hamza Bey, Yıldırım Bayezid’in Amasya sancak beyi iken burada oluşturduğu yönetim kadrosuna alarak değerlendirdiği ve de Kosova Savaşı’ndan sonra İnegöl coğrafyasında kendisine dirlik tahsis etmiş olduğu Yahşi Bey’in oğludur.
Hamza Bey, aynı zamanda, Çelebi Sultan Mehmed’in (1413-1420) hiç değişmeyen sadrazamı Bayezid Paşa’nın da kardeşidir. Anadolu toprağına bağlı ve de öztürk kökenlidir.
Diğer yandan İshak Paşa ise Yıldırım Bayezid’in ünlü akıncı beylerinden Üsküp fatihi ve de Üsküp’ün ilk sancak beyi Paşa Yiğit’in yetiştirip manevî evlat edindiği gözü pek bir akıncıdır.
Paşa Yiğitten sonra bu zat, Üsküp sancak beyi olmuş ve Gazi İshak Bey ünvânı ile şöhret bulmuştur.
Kendisine: “Sarı İshak Paşa”, “Mühtedi İshak Paşa”, “Alaca İshak Paşa”, “Dessâs İshak Paşa” gibi değişik lakaplar takılan bu zat, devrinin kurt politikacısıdır ve Balkanları avucunun içi kadar iyi bilmektedir. Sırp kökenlidir. Bir diğer ifadeyle, devşirmedir.
Edirne’de Buçuk-Tepe İsyanı’na muhatap olan Sultan II. Murad, zahiren, tahtını bırakıp dinlenmek için Manisa’ya çekilirken işte böyle bir idârî yapılanma kurgulamıştır.
Hiç şüphesiz bu kurgulamada yaşanan iç ve dış siyâsî şartların derin etkisi olmuştur.
Bundan dolayı bir müddet sonra Varna Savaşı nedeniyle baba-oğul arasında ters istikamette bir iktidâr değişikliği yapılmış; Sultan II. Murad, ikinci defa hükümdar olmuş ve Osmanlı tahtına oturmuştur.
Oğlu genç hükümdar Mehmed Çelebi de ilk görev yeri olan Manisa’ya dönmüştür.
Ne hazindir ki baba-oğul arasında iç içe yapılan bu saltanat değişikliği dahî devlet ricali arasında başlatılan ve de insafsız bir şekilde sürdürülen devşirme-öztürk mücadelesini söndürememiştir.
Sultan II. Murad, siyaseten bütün dalgalı ve de engebeli bu politik ortamda sene hükümdarlığını sürdürmüş; bir çok kültürel hizmete imzasını atmıştır.
İnegöl coğrafyasında Akbıyık Sultan’a arazi ve mezrea tahsisi de bu kültürel hizmetin, somut bir örneğidir.
RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan
Ayhan Talha Bayraktar