Tarih, ders ve ibret almak içindir, hep söylendiği gibi. Bir bakıma konuşur bizimle ve hep nasihat verir,  yaşanmışlıklar üzerinden.

İnsanlık tarihinde iyi ile kötü arasında, hakiki manasıyla hak batıl arasında süregelen mücadelede, bazı dönemlerde hak bazı dönemlerde ise batıl güçlü durumda olur. Bu döngüdür ve hikmete binaen böyle olagelmiştir. Daha fazla düşünen, üreten, cesur olan bir adım öne geçer.

Öne geçmek için gereken en önemli unsurlardan birisi, kendisiyle aynı hedefleri olanlarla ittifak yapmak yani birlik olabilmektir. Bu birlik olma halinin ortaya çıkardığı güç ve caydırıcılık dosta güven verirken düşmana korku vermiştir.

Birlik olmak için, öncelikli olarak bu birliğin elzem olduğuna dair fikirsel birlik sağlamak şarttır. Ve bu birliğin sağlanmaması için uğraşan düşmanlarınızın aranıza ektiği, ayrılıkları körükleyen fitneleri bertaraf edebilmek de gerekir.

Örneğin... Endülüs İslam Devleti'nin İspanya'daki yaklaşık 700 yıl süren varlığında, birlik olduğu dönemde ihtişamla hüküm sürdüğü bir vakıadır. Fakat, saltanat oyunları, taht kavgaları veya mezhepsel cekişmeler neticesinde, siyasi olarak on parçaya bölününce tek tek avlandıkları ve neticede büyük bir katliama ve zulme uğrayarak İber Yarımadası'ndan sökülüp atıldıkları, tarihin bize anlattığı bir derstir.

Selçuklu tarihine veya  Osmanlı'ya baktığımızda tarih bize aynı hakikati göstermektedir.Son yüzyıllık sürece baktığımızda da, İslam dünyasındaki parçalanmışlık ve bynun yol açtığı katliam, zulüm ve soykırım da çok net olarak ortadadır.

Gerek İslamî felsefeden uzaklaşmanın, gerekse günlük kısır çekişmelerin vede gerekse emperyalist fitnelerin neticesinde yaşanan bu vahşet yüzyılının hastalığı bölünmüşlük olduğuna göre, tedaviside birlik olabilmektir.

Hadi tarihi çok bilmiyoruz diyelim...Bir yıldan fazladır soykırıma uğrayan, on sekiz bin çocuğun İsrail tarafından katledildiği Gazzeyi de mi görmüyoruz. Görüyorsak ibret almıyor muyuz? Yoksa umursamıyor muyuz?

Hep aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek aptallıktır derler ya. Artık farklılıarımızı ayrılık veya düşmanlık değil, bir zenginlik olarak görüp, ortak değerlerimizi ön plana alarak birlik olmanın zamanı gelmedi mi?

Emperyalistlerin bir dönem Türkiye'de "bir sağdan bir soldan öldürerek" veya ABD işgalindeki Irak'ta "bir hafta Sunnî camisini, ertesi hafta Şii camisini" bombalayarak aramıza fitne sokmak ve kardeşi kardeşe kırdırmak şeklindeki tuzaklarına daha ne kadar kanacağız?

Kusura bakmayalım; tarihten ibret almıyorsak, bugün yaşananlardan da ders almıyorsak ve daha vahimi rahatsız olmuyorsak, hâlâ düşünürken müslümanca değilde emperyalist kafası ve kavramlarıyla düşünüyorsak, başımıza ne gelirse hak ediyoruz demektir.

Ülkemizde de, bölgemizde de, İslam dünyasında da birlik olmak ve bu emperyalist prangaları kırmak için tarihi bir dönüm noktasındayız. Herkes bu süreçte üzerine düşeni yapmalıdır.

Günlük menfaatlere, siyasi hesaplara, ideolojik yobazlıklara feda edemeyiz ümmet birliğini. Siyonistlerin ve emperyalistlerin fonladığı medyayı ve batıkafıları veya fetö,deaş,pkk gibi kuklaları içimizde barındırmayıp bu kuşatılmışlıktan ve zulümden kurtulabiliriz.

Akıl, mantık, inancımız,millî değerlerimiz ve tarih bize bunu söylemektedir. Aksi halde deccalizm bizi tek tek avlamaya devam edecek.

MEHMET ARİF SELİM