Recep Akakuş yazdı

İnegöl Kasabası’nı dış dünyaya bağlayan ve de stratejik konumları kadar ekonomik açıdan da İnegöl’ün can damarını oluşturan “bel” veya “derbend” adıyla anılan geçitler, tarih boyunca önemlerini hiç kaybetmemişlerdir. Bunların askerî strateji açısından en önemlileri, hiç şüphesiz, Ahî ve Domaniç derbendleridir . tratejik ve ekonomik değere sahip olan bu geçitler, Osmanlılar döneminde kurulmuş olan “derbent teşkilatı” ile hem koruma altına alınmış ve hem de ticârî açıdan değerlendirilmiştir . Geçitlerin sahip oldukları nitelik ve özelliklere göre bazan geçitlerin iki ucunda bazan da geçitlerin orta yerlerinde yerleşim alanları tesis olunmuştur.

E) DOMANİÇ VE MUZAL DERBENDİ: Yavuz Sultan Selim devrinde hem Domaniç ve hem de Muzal derbendi’nde yeni düzenlemelere gidilmiştir. Muzal derbendi’ni korumakla yükümlü tutulan Çitli, Kınık ve Eymür köylülerinin üzerinden derbendci olma yükümlülüğü kaldırılarak bu görev, Domaniç derbendçilerinin üzerine havâle edilmiştir.

Domaniç derbendi’nin bir ucu, Domaniç ilçesi’ne bağlı Çukurca köyü’dür; diğer ucu ise İnegöl ilçesi’ne bağlı Gündüzlü/Muzal köyü’dür. Çukurca Köyü’nde reâya ve müsellem tâifesinden kişilerin ikāmet eylemesine karşın Gündüzlü/ Muzal köyü’nde ise askerî nitelik taşıyan 25 Ocak “yaya birliği” ikāmet eylemektedir.

Gündüzlü/Muzal köyü’nün yeri, bugünkü yeri değildir. Geçmiş yıllarda Gündüzlü köyü’nün gerçek yeri –hâlen– köy mezarlığı olarak kullanılan mıntıkanın üst tarafında yer alan ve “Dikilitaş”, “Hacı Koru”, “Kademe Çeşme”, “Yörük Yolu” diye isimlendirilen geniş sahadır.

Bu derbendin düzenlemesi yapılırken İznik-Gündüzlü Karyesi’nden ve Kütahya-Dodurga yöresinden buraya nüfus nakilleri yapılmıştır. Günümüzde köye adını veren “Gündüzlü” ismi, yapılan bu nakiller ile ilgili görülmektedir . “Muzal” adına gelince, bu kelime, bir görüşe göre, “Mâz” ve “Ali” kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur ve “Sarı Ali” anlamına gelmektedir.

Bir diğer görüşe göre ki Evliya Çelebi bu görüşe sahiptir. Ona göre “Muzal” adı, Arapça “muy=Su” kelimesi ile Farsça “zâl = atîk/eski” kelimesi, birleşmiş ve bu birleşim, “Muyzâl” şeklinde bir bileşik isim oluşturmuştur. Bunun anlamı da: “Atîk Su” demektir. “Atîk Su”dan maksat da Oylat Kaplıca suyu’nun oluşturduğu deredir. Günümüzde 400 hâneye yaklaşan Muzal/Gündüzlü köyü, yerli köylerdendir. Çekirdek yapısı, “ derbendci ” ve “ yaya birliği ” mensuplarından oluşmuştur.

Yavuz Sultan Selim devrinde yapılan düzenleme sırasında, başta Kütahya Dodurga olmak üzere; İznik ve Yenişehir coğrafyasından bir kısım reâya, buraya getirilip iskân edilmiştir. Farklı meşreplere sahip bu reâya arasında sosyal bağları güçlendirmek için devletçe bu köyde bir medrese ve bir de hamam inşâ edilerek halkın hizmetine sunulmuştur.

F) AĞILLIKAYA DERBENDİ:

Bu derbend üzerinde, iç kısmında “koyun ağılları” bulunan muhteşem bir kaya yer almıştır . Deydinler köyü üzerinden Maden/Cevher Lala köyü’nü İnegöl’e bağlamaktadır. Bu derbent, Domaniç dağı’nı aşmadan önce birçok maden ocağını ve de yaylayı, yekdi ğeriyle irtibatlandırmaktadır. Bu derbentin üzerinde her hangi bir derbendci veya “yaya birliği” teşkilâtı kurulmamıştır.

G) BOĞAZ OVA VE KIRAN KÖYÜ DERBENDİ:

Domaniç dağları ile Uludağ’ı yekdiğerinden ayıran bölgede bulunan bu iki derbend, yaylalar ile bağlantılıdır; stratejik ve ekonomik açıdan diğer derbendler kadar önem taşımaz. Sultan II. Abdülhamid devrinde (1876-1908) bu derbendler ile de yakından ilgilenilmiştir