Mehmet Arif Selim'in Köşe Yazısı
"Ya göründüğün gibi ol yada olduğun gibi görün" der Mevlana. Bunun adına dürüstlük ve samimiyet denir.
Bu samimi olma hali günümüz dünyasında, belki en az bulunan fakat en çok ihtiyaç duyulan insani özelliklerden birisidir. İnsani ilişkilerin huzurla yürümesinin yanında; toplumsal güvenin inşası, toplumsal fitnelerin ortaya çıkmaması ve toplumsal sorunların çözülebilmesi için samimiyet olmazsa olmaz bir şarttır.
Samimi olmamanın ahlaki bir zaaf olarak ortaya çıkmasının temelinde yatan şey, dünyevi bir menfaat elde etmektir diyebiliriz rahatlıkla. Bu dünyevi menfaat; saygınlık, makam, siyasi rant, para, gündeme gelmek, reklam yapmak veya toplumu ideolojik olarak manipüle etmek gibi unsurlar olabilir.
Samimi olmayanlar bir sorun olduğu kadar, samimi olmayanları yani bir başka deyişle ikiyüzlülük yapanları fark edememek de bir sorundur. Zira samimiyetsiz olanların ipliğini pazara çıkaramazsanız, onlarda istedikleri gibi at koştururlar.
Pek çok örnek verilebilir bu samimiyetsizliklere. Biz güncel bir örnek verelim. 8 yıl önce, 8 ağacın kesilmesini bahane edip, 58 ilimizde, 68 gün terör estiren ağaçseverler vardı hatırlarsınız. Yabancı istihbaratların, yabancı medyanın ve icimizdeki terör örgütlerinin de katılımıyla meselenin "ağaç" olmadığı, isyan ve darbe girişimi olduğu ortaya çıkmıştı. Bu sözde çevreciler, hemen her yaz ormanlarımızı yakan, helede 2021 yazında yüzlerce orman yangını çıkaran PKK'lı teröristlerden oluşan ve "ateşin çocukları" denenlere karşı bırakın eylem yapmayı ses bile çıkarmadılar. Yani 8 ağaç için sokağa döküldüğünü iddia edenler, on milyonlrca ağacımızı yakanlara karşı kıllarını kıpırdatmadilar. Bu samimiyetsizlik, sahtekarlık degilde nedir?
Bu samimiyetsiz çevreler, 8 yıllık ölü taklidi yapanlar adeta hortladılar, bu günlerde yine çevrecilik maskesiyle sahnedeler.
Samimi olmadıklarını nerden anladın diyeceksiniz. Bu arkadaşlar madem ağaçsever idiler, 8 yıldır kaç ağaç diktiler? Yüzbinlerce insanı sokağa dökebilen bu çevreler, o yüzbinlerce insanı bir araya getirip bir ağaç dikme kampanyası yaptılar mı? Yada mesela, aralarında para toplayıp çevreyle ilgili bir kuruma veya vakfa bağışta bulundular mı?
Demek ki samimi değiller. Demekki samimi olmayan bu tavırlarının arkasında başka bir niyet, başka bir amaç var. Bu tip gizli amaçları olanların da arkasında hemen, toplumsal kargaşa çıkarmak isteyenler iç ve dış çevreler de yerini alır, tarihimiz bunun örnekleriyle dolu.
Misal: Yaşı müsait olanlar hatırlayacaklardır. Bergama' da altın aranmasın, siyanür çevreye zararlı diyenler uzun süre eylem yapmıştı yıllar önce. Sonra ortaya çıkmıştı ki, sözde çevre için yapılan o eylemcilerin bir kısmına yurt dışındaki bazı vakıflardan para ödeniyormuş. En çok Alman vakıfları ve istihbaratı bu işin arkasındaydı, çünkü bize en çok altın satanlar onlardı.
Akıllı olmak, bilgiye dayalı hareket etmek, özellikle (a)sosyal medyanın yalanlarına ve kışkırtmalarına karşı uyanık olmak vede samimiyetsiz tipleri iyi tanımak zorundayız. Zira hiç farkında olmadan bizi kendi ülkemize karşı kullanırlar.
Kula kulluk, emperyaliste uşaklık yaparken bunu ağaç, çevre, demokrasi, özgürlük gibi masum kavramların arkasına saklanıp yapanları, bunca tarihi tecrübeden sonra hala tanıyamadıysak bize de yazıklar olsun.