Recep Akakuş yazdı

Osmanlı devlet adamları arasında “İshak” adı ile şöhret bulan “10” kadar devlet adamı vardır. Ve bunlardan 3’ü, Paşa unvanı ile şöhret bulmuştur. Rumeli ve Anadolu coğrafyasında yer alan bazı yerleşim alanları, bu kişilerin isimleri ile ilişkili olarak İsakça adını almıştır. Söz gelimi, Günümüzde Bursa-Kestel İlçesi’ne bağlı köylerden Kulfal Köyü’nün eski adı İshakça’dır.

Fatih Sultan Mehmed Han, 1451 yılında hükümdar olunca ilk askerî seferini Karamanoğulları’na karşı yapmak mecburiyetinde kalmıştır.

YENİÇERİLER İNEGÖL’DE KAZAN KALDIRDI

Sefer dönüşünde İnegöl-Bursa arasında yer alan ve de Ulucak Beli diye anılan bu yöreye gelindiğinde cülûs-bahşişi isteği ile Yeniçeriler, kazan kaldırmışlar ve isyan etme teşebbüsünde bulunmuşlardır.

Vezâret pâyesi ile o sırada Anadolu Beylerbeyi olan Kraloğlu Mühtedi Sarı İshak Paşa, devreye girerek cülûs-bahşiş olayını burada çözüme kavuşturmuş olduğu için bu yöre, yıllarca, İsakça adıyla anılmıştır. Günümüzde ise bu yerleşim alanı, Kurfal veya Kulfal adıyla anılmaktadır.

Burada vuku bulan tarihî olayla bağlantılı olarak: “İş bitiren becerikli kişinin, işi kotardığı ve problemi çözdüğü yer” anlamına gelmek üzere bu yöreye, “Kulfal” denmiştir. Yeniçeri ordusunun, isyan girişimini başlattığı yere de “Kazancı” adı verilmiştir.

ÜÇ İSHAKPAŞA

Osmanlı devlet ricali arasında şöhret bulan ve İshak Paşa adını taşıyan üç devlet adamından ikisinin aynı yıllarda yaşamış olduğu unutulmamalıdır. Bu üç İshak Paşa’dan Kraloğlu Mühtedî Sarı İshak Paşa ile Amasya kökenli İnegöl’lü İshak Paşa, aynı dönemde yaşamışlar ve son yıllarında da yekdiğeri ile bacanak olmuşlardır.

Bunlardan Kraloğlu Mühtedi Sarı İshak Paşa, Sultan II. Murad, Fatih Sultan Mehmed ve oğlu Sultan II. Beyazıt devirlerinde yaşamış ve her üç padişaha da vezir ve sadrazam olarak hizmet etmiştir. Sırp asıllı olan bu İshak Paşa, Üsküp- Sancakbeyi Paşa Yiğit tarafından yetiştirilmiş ve de manevî evlat edinilmiştir.

Bu İshak Paşa, Sırp krallık hânedânına mensup bir kişidir. Babası, gayr-i müslim olduğu için resmî belgelerde bu zatın baba adı, (Allah’ın, bir kulu anlamına gelmek üzere) Abdullah olarak kaydedilmiştir.

PAŞA YİĞİT VE YİĞİT KÖY

Üsküp Şehri’nde Alaca İshak Paşa Camii adıyla anılan mabedin cümle kapısı üzerindeki mermer kitâbede İshak Paşa, kendisini yetiştirip manevî evlat edinen eski Üsküp Sancak Bey’i Paşa Yiğit’e izâfe edilmiş ve kitâbede İshak Paşa, O’nun oğlu gibi gösterilmiştir.

Paşa Yiğit, ünlü bir akıncı komutanıdır. Üsküp fethedildikten sonra buraya atanan ilk Sancak Bey’i’dir. Yıllarca bu görevi başarı ile yürüttükten sonra, siyasî genel durum gereği,Çelebi Sultan Mehmed’in tek başına saltanatı ele aldığı 1413 Yıllarında

Üsküp Sancak Beyliği’nden azledilmiştir. Azil sonrasında Paşa Yiğit, önce, Bursa’ya yerleşmiş ve Bursa’da Bit Pazarı/Yeni Yol diye anılan semtte kendi adına bir cami yaptırmış ve de çevresine bir de mahalle kurmuştur.

Ancak gelişen ve de değişen siyasî genel durum gereği –daha sonraki yıllarda- Bursa’dan da ayrılmak mecbûriyetinde kalmış ve İnegöl coğrafyasındaki çiftliğine çekilmiştir. Paşa Yiğit, uzun yıllar, burada “Lala Yiğit ve Nikdîh Baba/Çiftçi Baba “lakabı ile yaşamış ve burada ölmüştür. Öldüğünde de nâşı, çiftliğindeki mescidin ön bahçesine defnedilmiştir.

Kraloğlu Mühtedî Alaca Sarı İshak Paşa’nın, İnegöl ile ilişkisi, manevî babası olan Paşa Yiğit’ten kaynaklanmıştır.