Miraç Kandilini idrak ediyoruz.Rabbimiz bu gece ve diğer bütün zamanlarda yaptığımız ibadetleri kabul etsin.Bilindiği gibi Miraç denince aklımıza 3 manevi hediye geliyor:
1-Allah'a şirk koşmayanların af olunacağı,
2-Bakara suresinin son iki ayeti (Amenerresulu)
3-Ve Namaz.
Kur'an-ı Kerim'de genellikle namaz kılma ile ilgili 2 kavram dikkat çekmektedir .Bunlar
'YUKİMUNE'S-SALAH (Namazı kılarlar)' ve 'AKİMÜ'S_SALAH (Namazı ikame ediniz)kavramlarıdır.
Birinci kavramda mü'minlerin adeta zaten namazlarını kılan insanlar olduğu kabul edilmektedir.Şu ayette olduğu gibi "Onlar ki,namazlarında huşu içindedirler"(Mü'minun-2) Yani mü'min namazsız olamaz.Öyleyse 'Namazı ikame etmek' ne demektir? Namazı ayakta tutmak.unutturmamak,kendimiz kıldığımız gibi ailemize ve çocuklarımıza da tavsiye etmek kısaca Allah'ın bizden istediği gibi 'HUŞU' içerisinde kılmak demektir.İşte böyle bir namaz mü'mini kötülüklerden korur.Allah Taala şöyle buyuruyor:"Muhakkak ki namaz her türlü hayasızlıktan ve kötülükten korur"(Ankebut-45)
O halde namazı 'nasıl ikame 'etmeliyiz ki' huşu içerisin' de olalım ve de 'bizi kötülüklerden korusun'.Bunlar için:
1-Namazın bir yük olmadığı, aksine bir teselli olduğunun bilincinde olmalıyız:Bildiğiniz gibi Resulullah(sav)ın amcası Ebu Talip ve 3 gün sonra da eşi Hz.Hatice (r.anha) vefat etmişlerdi.Ayrıca Taif yolculuğunda da çok üzülmüş ve haksızlığa uğramıştı.İşte böylesi sıkıntılı bir dönemden sonra namaz Mi'raç'ta farz kılınmıştı.Öyleyse bizler de üzüldüğümüz de veya sıkıntılara maruz kaldığımız da kalkıp hemen namaz kılalım.Çünkü namazın bir teselli olduğunu unutmayalım.
2-Namazı hayatımızın arasına değil ,hayatı namazlarımızın arasına almalıyız.O zaman namazlar arasındaki zamanlarımız namazın ruhuna uygun olur.Yani sabah ile öğle arasındaki zamanımız sabah namazıyla öğle namazının ruhuna uygun olur.Hakeza öğle ile ikindi,ikindi ile akşam,akşam ile yatsı ve yatsı ile sabah arasındaki zamanlarımız o namazların ruhuna uygun olacaktır.
3-Namazı 'İHSAN' derecesinde kılmalıyız.İhsan demek Allah'ı görürcesine ona ibadet emek.Her ne kadar biz O'nu görmesek de O bizi görüyor.
4-Namazı ciddiye almalı ve gösterişten kaçınmalıyız:Ayet-i Kerime de Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor"Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,onlar namazlarını ciddiye almazlar.Onlar gösteriş yapanlardır;hayra da mani olurlar.'(Maun 4,5,6,7)
5- Namaz kılmak bize ağır gelmemeli.namaza kalkarken tembellik yapmamalıyız.Yüce Rabbimiz bu durumu münafıkların özeliklerinden saymıştır."Şüphesiz münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar;halbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir.Onlar namaza kalktıkların zaman üşenerek kalkarlar,insanlara gösteriş yaparlar Allah'ı da pek az hatıra getirirler"(Nisa,142)
6-Namazları vaktinde kılmalıyız.Ayette şöyle buyruluyor:"Muhakkak ki namaz mü'minler üzerine vakitleri belli bir farzdır"(Nisa,103)
7-Namazı başkasına emretmeden önce kendimizden başlamalıyız.Kur'an-ı Kerim'de Hz.İbrahim(as)ın dilinden şöyle buyruluyor:"Ey Rabbim!Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle;ey Rabbimiz!Duamı kabul et"(İbrahim,40) Burada görüldüğü gibi Hz.İbrahim (as) önce kendisinin namaz kılanlardan olmasını istiyor.
8-Namazın bize güç,kuvvet ve moral kaynağı olduğunu unutmamalıyız.Ku'an'da şöyle buyruluyor:"Dediler ki.Ey Şuayb! Babalarımızın taptıklarını(putlarını),yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor?Oysa sen yumuşak huylu ve akıllısın"(Hud,87)Ayetten şunu anlıyoruz ki aslın da Hz. Şuayb (as) çok sakin bir insan ama cesaretini ve gücünü namazdan alıyor.
9-Namazlarımızı İNFAK (Yardım etme) ile birleştirirsek o zaman namazın tadına varırız.Kur'an da şöyle buyruluyor:"Onlar ki gayba inanırlar,namaz kılarlar ve kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar"(Bakara,3)Demek ki infak edince gerçek anlamda gayba inanmanın ve namaz kılmanın hakikatına varırız. 10-Bütün bunları yapmazsak namazı zayi etmiş oluruz. "Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki bunlar namazı ZAYİ ettiler.Nefislerinin arzularına uydular.Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler"(Meryem,59).
Abdulvasih DURAN