Recep Akakuş yazdı
Yıldırım Beyazıt, Sultan I. Murad’ın oğludur. 1360 yılında dünyaya gelmiştir. Annesi, Çiçek Hatundur. 1403 yılında ölmüş olduğuna göre; 43 yıl yaşamıştır. Babası Sultan I. Murad, Birinci Kosova Muharebesi’nde Şehit olunca, Gâzî Evronus Bey’in önerisi doğrultusunda, savaş meydanında Yıldırım Beyezid, hükümdarlığa getirilmiş ve saltanatı, 1389- 1402 yılları arasında 12 yıl sürmüştür.
YILDIRIM BEYAZIT DEVRİ VE İNEGÖL’E YANSIMALARI
Yıldırım Beyazıt devrinde Osmanlı Devleti’nin batı hududu, Rumeli’de Arnavutluk ve Sırbistan sınırlarına ulaşmıştır. Kuzeyde ise Tuna Nehri geçilerek Eflak/Romanya coğrafyası kontrol altına alınmıştır.
Anadolu coğrafyasına gelince, burada da bütün Türk beylikleri Osmanlı hâkimiyeti altına alınmış ve devletin sınırları, Fırat Havzası’na kadar genişlemiştir.
Anadolu’da Türk birliğinin kurulduğu bu dönemde, İnegöl’e yönelik bazı hizmetler de gerçekleştirilmiştir. Söz gelimi :1-Germiyan Beyi Süleyman Şah’ın kızı Devlet Hatun ile evlenen Yıldırım Beyazıt, Bursa-Kütahya güzergâhında yer alan İnegöl ile yakından ilgilenmiştir.
Bunun ilk adımı olarak İnegöl Kasabası’na bir Cuma Camii ve bir de hamam inşa ettirmiştir. İkinci basamakta da Kurşunlu Beldesi’ne bir kervansaray ve bir de Zaviyeli Mescid yaptırmıştır.
Amasya/Şadgeldi Emirliği’nin talebi üzerine: Osmanlılar, Sivas Emîri Kadı Burhaneddin’e müdahale ederek Amasya Beyliği’ni, Osmanlı Devleti’ne katmış ve Yıldırım Beyazıt de Amasya Sancak Bey’i olmuştur. Birinci Kosova Savaşı için hazırlıklar yapılırken pederi Sultan I. Murad’dan aldığı talimat üzerine, Amasya yöresinden asker toplamış ve bazı Amasya beylerini de yanına alarak Amasya’dan ayrılmış ve Rumeli’ye yönelmiştir.
İşte bu esnada Yıldırım Beyazıt ile birlikte Amasya’dan ayrılmış genç beyler arasında İnegöl’lü İshak Paşa’nın dedesi İsa Bey ile Beyazıt Paşa’nın babası Yahşî Bey de bulunmaktadır.Birinci Kosova Muharebesi’nden sonra tekrar Amasya’ya döndürülmeyen bu genç beylerden İshak Paşa’nın dedesi olan İsa Bey’e, İnegöl Kasabası’nın güneyinde ve Bedre Deresi’nin İnegöl Ovası ile birleştiği yerde bulunan İsaören Köyü, dirlik olarak verilmiştir.
Beyazıt Paşa’nın babası, Yahşî Bey’e de “Çoban Köy” ismiyle anılan ve de padişah hasları arasında yer alan günümüzdeki Yenice Kasabası, dirlik olarak verilmiştir.İlk defa Tuna Nehri’ni geçerek Eflak ve Boğdan coğrafyasında köprübaşı tutan akıncı komutanlarından Hoca Fîruz Bey’e de İnegöl coğrafyasında Hoca Karyesi dirlik olarak tahsis olunmuştur.
Yıldırım Beyazıt, Kosova Savaşı sonrasında-Amasya valisi bulunduğu sırada kendisine derin saygı duyduğu-Şeyh Müeyyed Çelebi ile damadı Şeyh Ali Yârî’yi, Bursa’ya davet etmiş ve İshak-ı Kâzerûnî ekolünün temsilcisi olan bu mutasavvıflara, Bursa-Hisarı yakınında bir dergah açmış ve bu dergâha vakıflar tahsis etmiştir. Şeyh Ali Yârî Dergâhı ile bağlantılı olarak Yıldırım Beyazıt’in yaptığı vakıflardan bir diğeri de İnegöl coğrafyasında ve Geyikli Baba Karyesi yakınında bulunan Kulyâr, Kulbâr veya Kolyâz isimli köy olmuştur. Tahrir defterlerine bu isimler altında tescili yapılmış olan bu köy, Şeyh Ali Yârî’ye müntesip kişiler tarafından iskân edilmiş olduğu için bu isimle anılmıştır. Sultan vakıfları arasında yer almış olan bu köy ve Geyikli Baba Köyü, daha sonraki yıllarda idârî ve mâlî yönden birleştirilerek Babaylar Karyesi adını almıştır.
Yine İnegöl coğrafyasında yer alan Su-sığırlık/Alibey Köyü ile Kurşunlu Beldesi’nde bulunan Hatip-Tarlası, Yıldırım vakıfları arasında yer almıştır. İnegöl coğrafyası ile bağlantılı olarak Yıldırım Beyazıt devrinde gerçekleştirilen bu faaliyetler, İnegöl’ün sosyal ve ekonomik hayatında yeni gelişmelere ve de değişmelere vesile olmuştur.