Ahmet Taştan'ın Köşe Yazısı

“Şu yanındaki kapalı kıza sorsam mı acaba? Tesettürlü olduğuna göre “farz” kelimesini de biliyordur” diye düşündü fakat çekindi. “Hangi toplumda yaşıyorsun, insan bunu bilmez mi?” deyiverseydi ne olurdu. Kendini çok mahcup hissederdi o zaman. Ama her şeyi, hemen öğrenme duygusu da kendisini ciddi bir şekilde rahatsız ediyordu?

Otobüse bindi, arkalarda karşılıklı oturulabilecek bir koltuğa yerleşti. Tesettürlü genç kız da tam karşısına gelip oturmuştu. Kendisinden küçük olduğunu tahmin ediyordu. Ve kendini tutamayarak sordu: “Affedersiniz, bir şey sorabilir miyim?” Dışarı bakıyordu tesettürlü kız ve  “tabii buyurun.”  

“Farz ne demektir? Yani şu arabaya yapıştırılmış reklamda gördüm. Tesettür tarz değil, farzdır, diyor. Sen de tesettürlüsün bilirsin diye...”

“Tabii, tesettür farzdır. Çünkü kâinatı yoktan var eden ve bir gün insanları hesaba çekecek olan Yüce  Allah’ımızın, Sevgili Peygamberimiz (sav) vesilesi ile insanlara gönderdiği Kur’an-ı Kerim’de kesinlikle yapmamızı istediği davranışlara farz denir. Yani  Allah’ın, Müslüman kulların kesinlikle yapsınlar diye emrettiği sözlerdir” diye şiir gibi konuştu.

“Teşekkür ederim” dedi, liseli genç kız ve tekrar kulaklığını takarak kendi dünyasına döndü. Lakin aklında “bu kıyafetler zor olmuyor mu? Terlemiyor musunuz, sıkılmıyor musunuz?” diye sormak geçtiyse de aklından sormadı.

Otobüs hareket etmişti, okuluna birkaç durak sonra varacaktı. İlk durakta karşı yoldan gelen diğer otobüsün camında da aynı reklamı gördü.

(İslami Tesettürün Şartları) yazıyordu üç madde halinde.

1.      El yüz hariç bütün vücudu örtmeli.

2.      Vücut hatlarını belli etmemeli.

3.      Dar ve şeffaf olmamalı.

Bunları okuyunca karşısında oturan masmavi gözlü, beyaz tenli, yuvarlak yüzlü kızın bu kurallara tam manasıyla uyduğunu fark etti.

İçindeki gıpta duygusunun nereden kopup geldiğini bilemedi. Ama “eğer o yapıyorsa ben de başarabilirim” diye düşünür gibi oldu.

Bu durakta yolcu yoğunluğu olduğu için otobüs fazlaca bekliyordu. Genç kız, büyük puntolarla yazılmış reklamın arasındaki ufak yazıları da okumaktan kendini alamadı. Önce (Nur Suresi 31. ayet-i kerime) parantez içinde yazıldığı için fark etmişti.

“Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar.”

Okudu... Bir daha okudu... Kendini tutamadı, bir kez daha okudu. Sonra önünde oturan genç kızın temiz yüzüne, asil duruşuna baktı hayran hayran. Acaba kendisi de böyle olabilir miydi? Aklına gelen bu düşünce, “arkadaşlarım, ailem, akrabalarım ne der?” cümlesi tarafından bertaraf edildi derhal.

İşte o vakit bir şeyi daha fark etti. Hayatında aldığı kararları kendi özgür iradesiyle almadığını, toplumun etkisinde kalmış olduğunu ilk kez düşündü. Çevresinin beğenisine göre yaşadığı hayatı acaba özgür iradesiyle değiştirebilir miydi?

Yok, yok... Bu sene olmaz. Bu sene sınav senesiydi, kafasını böyle şeylerle dolduramaz, meşgul edemezdi sınavına odaklanmalıydı. Belki üniversitede bu fikri hayata geçirebilirdi, gibi düşüncelerle toparladı zihnini.

Otobüsten indi, okul kapısına doğru yürürken okuduğu ayetini şartlarını harfi harfine yaşayan o genç kızı bir müddet unutamadı. Selam verdiği arkadaşları onun dalgınlığını fark ettiler. “Ne oldu?” sorusuna kaçamak "hiiiiç" diyerek sınıfa girdi.

Dersleri dinlerken odaklanamadı.  Allah’ın ayeti... Müslümanlara yapın dediği emirler... Farz... Kelimeleri telaffuz eden bülbül sesli nazik, narin kızın ses tonu sanki bütün benliğini sarmıştı. Acaba bir değişimin arefesini mi yaşıyordu, bilmiyordu. Bu düşünce bugün kafasını, yarın gönlünü, öbür gün bütün bedenini esir edebilir miydi, onu da bilmiyordu.

Fakat içindeki anlamsız bir boşluğun azaldığını hissediyordu. Tesettür... Ben... Arkadaşlarım... Dekolte kıyafetlerim... Olur mu olmaz mı...  Gelgitlerini yaşadı durdu gün boyunca.

Belki bir teşvik eden olsa, niye olmasın... Mesela yan sınıftaki kapalı kızla konuşsa mıydı acaba? Ondan daha geniş bilgiler öğrenebilir miydi? Başka sıkıntıları var mıydı tesettürlü olmanın, zorluklarla karşılaşır mıydı? Hayatımda, böyle görünür bir değişikliği yapmanın belli bir bedeli olur muydu acaba?!!!

Sorular...Sorular... Bütün gün dersten kopmasına, ilgisinin dağılmasına sebep oldu. Duygularının gerçek olup olmadığını, zamana bırakmayı daha doğru buldu.

Lakin aradan geçen bir hafta sonra sınıf arkadaşları onu gördüğünde, önce  tanıyamamışlar sonra da çığlık çığlığa sevinmişler,  sarılmışlardı sımsıcak. Bunu, nasıl başardığını buna nasıl karar verdiğini, bunu nasıl yaptığını, soranlara anlatacak çok şeyi vardı modern liseli genç kızın.