Çocuklar, Allah'ın bizlere verdiği en büyük nimetlerden biridir. Sevinçlerimiz onlarla çoğalır,iyi olduklarında rahat ve huzurlu oluruz, çalışmamız, yorulmamız onlar içindir. Allah muhafaza kötü yetiştiklerinde ise gündüzlerimiz huzursuz, gecelerimiz uykusuz geçer. Anne şefkati onlar içindir. Her zaman gözler onları arar, dışarı çıktıklarında mutlaka annenin bir ikazı olur.

   Mevsim kış ise "oğlum sırtına bir şeyler al, soğukta gezme" der anneler,damat olduğu gün bile mutlaka oğlunun alnındaki terleri elindeki mendil ile siliyordur anneler."Anne Avusturalya'ya gidiyorum" diyen evladına annesi "aman yavrum yavaş git" demişti anne.

   Çocuğu olan herkes mutlaka 'çocuğumu nasıl eğitmeliyim?' diye sorar ve araştırır. İşte bu nedenle 'eğitim' dediğimiz kavram ortaya çıkmıştır.Eğitim ,sonucu çoğul olan tekil bir kavramdır.Örneğin Ahmet tekildir ama Ahmet iyi eğitilmez ise zararını bütün toplum çeker.

    Öyleyse ne yapmalı,nerden başlamalı? İşte böylesi bir aile Psikologa gider ve 'çocuk eğitimi kaç yaşında başlamalı?' diye sorar. Psikolog 'çocuğunuz kaç yaşında' diye sorunca aile,'henüz bir yaşında' cevabını verir.Bunun üzerine psikolog 'maalesef bir yıl geç kalmışsınız' der.

     Bizim kültürümüzde daha da geriye gidilir ve çocuk eğitimine anne karnında başlanır bildiğiniz gibi.Bu konu ile ilgili bilimsel araştırmalarda mevcuttur.Örneğin hamile bir anneye sürekli Kur'an dinletilir,çocuk doğup büyüdüğünde kendi yaşındakilerden daha erken Kur'an-ı öğrenir.Yine helal ile beslenme ile haram ile beslenmelerin de çocuk üzerinde çok büyük izleri oluşur.

    Çocuklarımızı nasıl yetiştirelim?

1)Onlara mutlaka hayatın amacı olduğunu öğretelim Amacı olmayan hiçbir varlık yoktur.Amacı olan bir çocuk ta öncelikle İLGİ olur,ilgili olan çocuk BİLGİLİ olur,bilgili olan çocuk mutlaka BAŞARILI olur.O nedenle bir çok anne-babanın şikayet ettiği başarısız ve gayesiz çocuk olmayacaktır.

2)Arkadaş seçimi:Öğüt veren bütün dini ve ilmi kitaplar arkadaş faktörünü ön planda tutarlar.Sevgili Peygamberimiz(sav)"Kişi arkadaşının dini üzeredir" buyuruyor.Mevlana hazretleri arkadaşın önemini şu örnekle açıklar:"Su ile ateş aslında birbirinin zıddıdırlar,ancak su ateşin yanında kaldığında ikisi de yakıcı hale gelirler".Atasözlerimizde bununla ilgili çok miktarda güzel sözler vardır:'Bana arkadaşını söyle,kim olduğunu söyleyeyim','Üzüm üzüme baka baka kararır' v.b.

3)Aile :İlk eğitim anne-baba ile başlar.çocuğun asıl şekillendiği dönem 0-6 yaş arasıdır.O nedenle aile çocuğa ne öğretirse çocukta onlar kalır.Siz kek yaparken hamuruna şeker katmayı unutursanız fırında piştikten sonra üzerine şeker dökmeniz aynı tadı vermez.O nedenle anne-baba çocuğun midesini doyururken ayı anda kalbini ve beynini de doyurmalıdır.

Çocuklarımızla baş başa kaç saat veya dakikamız geçiyor?Onlara sevgiyi,saygıyı,helali ,haramı, vatan ve millet sevgisini,Allah karşı görevlerini yapmasını öğretmeliyiz.Bu konularda anne ve baba birlikte hareket etmeli, ikisi de görevlerini yapmalıdır.Bir sandalın iki küreği de çekilmez ise tek kürek ile sandal ilerlemez kendi etrafında döner durur.

    Okulların tatile girdiği bu günlerde anne ve babaya bir görev daha düşmektedir. Çocuğuna Allah'ın Kitabını (Kur'an-ı Kerimi) öğretmek.Kısa bir dinlenmeden sonra çocuklarımızı mutlaka Kuran'a göndermeliyiz.Bazılarının bahane ettiği gibi tatil demek sırt üstü yatmak demek değildir.Her halde hiç birimiz 3 ay boyunca yatıp uyumayı düşünmüyoruz.Öyleyse tatil ne demektir? Tatili 'tebdil' diye anlıyoruz.Yani 'Değişiklik'.

   Okullar açıktı şimdi kapandı,dersler bitti .Artık yapılacak şey yapmaya fırsat bulamadığımız diğer işlerimizi yapmak.Elbette ki dinleneceğiz ama dinlenmek demek 24 saat uyumak demek değildir.Çocuklarımıza Kur'anı öğretelim ki arkamızda fatiha okuyacak birileri olsun.Bilmem hiç denk geldiniz mi?Camide cenaze namazını kılarken ölen kişinin çocukları namaz kılmayı bilmediklerinden duvarın öbür tarafında babasının cenaze namazını sigara içerek izlemişlerdi. Herhalde hiçbir ebeveyn böyle bir talihsizlik yaşamak istemez.Cenaze namazımızı yabancılar kılıyor ,bizim çocuklar sigara içerek seyrediyorsa doğrusu hata o çocukların değildir.Asıl hata zamanında görevini yapmayan o anne ve babanındır.Hesap gününde;'ey anne-baba bana neden gerçekleri öğretmedin,şu anda halim ne olacak? diye çocuklarımız yakamıza yapışırsa verecek cevabınız var mı? Öyleyse fırsat eldeyken görevimizi yapalım ,hayırlı evlat yetiştiren anne ve babanın amel defteri de kapanmaz.O çocuk hayırlı işler yaptıkça ebeveyne de bir misli sevap yazılır.(Tabii ki terside öyle).

Unutmayın:Çocuklarımızı şu sıralamaya göre yetiştirelim.Kafa(düşünceler),Kalp (Duygular) ve Kalıp(davranışlar).Eğer sıralamayı ters çevirirsek kaba ,katı ve duygusuz bir çocuk yetiştirmiş oluruz.

(Abdulvasih DURAN)