Ekim 2023'te başlayan İsrail katliamları, Temmuz 2024'e geldik devam ediyor. Gazze ve Batı Şeria'da öldürdükleri insan sayısı 37 bini geçti. Bunların en az 17 bini çocuk. Dokuz ayda dünyanın gözü önünde 17 bin çocuk katletti siyonistler ve destekçileri.
Bunlara sadece rakam diye bakmayın, tavuktan değil masum çocuklardan bahsediyoruz. Bir an düşünün 17 bin tane minnacık tabut yan yana. Bırakın 17 bini 17 tane çocuk cesedini yan yana bi düşünün. Vahşetin en uç noktası artık. Kahhar olana havale ediyoruz, siyonist soykırımcıları.
Bu dokuz ayda, iletişim araçlarından canlı canlı izlediklerimiz; çağdaş ve modern(!) Batı zihniyetinin, insanlığı getirdiği noktayı ayan beyan gösterdi herkese. Herkese derken gözü olup gören ve vicdanını kaybetmemiş olan herkese.
Sadece bu dokuz aylık olaylar, çağdaş Batının çağdaşlığını, modernliğini anlamaya yetti. Tarihlerindeki yüzlerce vahşi batı örneğini bilmeyenlere bile; insan hakları, çocuk hakları, özgürlük, demokrasi gibi afilli kavramları dilinden düşürmeyen batının ikiyülülüğünü anlatmaya yeter.
Soykırımı İsrail yapsada tüm gücünü; başta en büyük siyonist devlet olan ABD'den ve Avrupa'nın büyük devletlerinden aldığını söylememe gerek yok sanırım. Çağdaş batı vahşi batı olduğunu yine ispatlıyor...
Bir diğer husus; dünyanın güya barış için, adalet için çalışan kuruluşlarının; aslında çağdaş ve modern ve kapitalist ve siyonist güdümlü batının menfaatlerini korumak için kurulduğu ve barış gibi güzel kavramları kullanarak kirli ve ikiyüzlü bir masum görünme tiyatrosu çevirdiği ortaya bir kez daha çıktı. Dünya sistemi kilitlenmiş durumda.
Bunlarla birlikteDünyanın pek çok noktasında küçük devletler üzerinden ve bilhassa batının orduları olan terör örgütleri üzerinden bir "vekalet savaşı" yürütüldüğü de malumunuz. Öte yandan istihbarat savaşları, psikolojik savaşlar, medya savaşları, ticari savaşlar, ülkelerin içindeki savaşlar her geçen gün artıyor.
İnsani değerlerin ve vicdanın ayaklar altına alındığı, 17 bin çocuk öldürmenin normalleştiği, uluslararası sistemin kilitlendiği, emperyalist güçlerin dünyanın her yerinde karşılıklı hamleler yaptığı bir dünya sizce nereye gidiyor?
Üstelik dünyada en büyük güce sahip olanlar siyonist felsefeyle "tek dünya devleti" kurma zamanı geldi diyorsa, evanjelist felsefeyle "mesihin gelişini" ayarlamak için vakit geldi diye düşünüyorsa dünya nereye gidiyor dersiniz?
Barışa mı?
Bu kadar sorun, bu kadar değişik coğrafyada her geçen gün büyüyorsa burdan bir barış çıkma ihtimali çok düşük görünüyor maalesef. Burdan bir barış çıkmayacağını, on binlerce yıl önceki Atlantis - Mu kapışması veya 1.Dünya Savaşı ve 2.Dünya Savaşı bize gösteriyor.
Dünya şartları dünya savaşları öncesindeki durumlarla aynı. Pek çok devletin üst düzey yöneticisi, biz dahil pek çok devletin orduları "3.Dünya Savaşı" kelimelerini açıktan ve çok sık kullanmaya başladı. Herkes kendi çapında, belki gelecek bir kaç yıl sonrası için hazırlık yapıyor. Kıyamet öncesi sessizlik değil, kıyamet öncesi çok seslilik ve çok hamleli bir hareketlilik yaşanıyor.
İnşallah yanılırızda insanlık bir nükleer yok oluş daha yaşamaz, kendi sonunu hazırlamaz. Çünkü teknolojinin geldiği noktayı, nükleer veya biyolijik silahları göz önüne alırsak, çıkacak bir dünya savaşının kazananı olmayacaktır .
Yanlış oldu; kazananı sadece İblis ve orduları olacaktır. İblis adına hareket eden fakat onu şeytan olarak değil tanrı olarak görenler, Gazze'de ve her yerde dünyayı ateşe atacak eylemlerine devam ediyorlar. Ruhunu seytana satanlardan tabii ki şeytanlık beklenir.
Gidişat hoş değil, "bindik bir alamete gidiyoz kıyamete" durumu var, herkes buna göre vaziyet almalı.
MEHMET ARİF SELİM