Recep Akakuş'un Köşe Yazısı

Gündüzlü Köyü, İnegöl’ün güneydoğusunda Domaniç Dağları’nın kuzeye bakan engebeli yöresinde bulunur .

İnegöl-oylat kaplıca yolu üzerinde yer alır. İnegöl şehir merkezine uzaklığı, 14 kilometredir. 1990 yılı genel nüfus sayımına göre toplam köy nüfusu, 826 kişidir. 2000 yılı genel nüfus sayımına göre ise 446’sı kadın ve 441’i erkek olmak üzere toplam köy nüfusu, 887 kişi olmuştur.

Manav tabir edilen yerli köylerdendir. Geçimleri, tarım ve ziraata dayanır. Yakın çevresinde, Hilmiye, Bahariye, Konurlar, Hamamlı, Aşağıballık ve Hacıkara köyleri bulunmaktadır. Arazileri, kuru tarım için elverişlidir . Engebeli ve erozyona açık bulunduğundan sulu tarım yapma imkânı yoktu .

 Kısmen meyve ve sebzecilik yapılmakta ise de daha fazla buğday ve benzeri tahıl ürünlerini yetiştirmektedirler.Mızal köylüleri, fındık dallarından sepet, sele ve küfe gibi el sanat ürünleri yapmakla şöhret bulmuşlardır.

Tarihî niteliği olan Gündüzlü Köyünün eski ismi, Mızal’dır.Bu isim, “Mâz Ali” adından alınmıştır. “Mâz” veya” Mîz” kelimesi, Arapça bir kelimedir ve sarı anlamına gelmektedir. Buna göre, Mâz Ali veya Mîz Ali terimi, Sarı Ali anlamında kullanılmıştır.

Evliya Çelebi ise bu köye, Zâl Köyü demektedir. O’nun verdiği bu isme göre etimoljik tahlil yapıldığında Mızal terimi, Arapça su anlamına gelen mûy kelimesi ile Farsça eski ve atîk anlamına gelen zâl kelimelerinin birleşimi olan Mûy-zâl şeklinde ifade edilir ki bu da coğrafî bakımdan pek yadırganamaz bir yorum ve isimlendirmedir.

Çünkü Oylat Kaplıca suyundan oluşan dere, en eski akarsudur. Mızal Köyü, derbentçi bir köydür. Domaniç Derbendi’ni korumakla yükümlü tutulmuşlar ve buna karşın tekâlif-i divaniye adı verilen devlet vergisinden muaf tutulmuşlardır.

Şüphesiz bu durum, onlar için bir ayrıcalıktır. Kesinlikle bir angarya değildir. Orman açarak elde ettikleri arazileri de öşür vergisini ödemek suretiyle tasarruf etme hakkı, kendilerine tanınmıştır.

Köy çevresinde ayrıca yaya birliği adı verilen ve asker niteliği taşıyan birlikler de yer almaktadır ki bunlar 25 Ocak miktarındadır. Derbent muhafazasında bunlar, köylülere önderlik yaparlar. Bir taraftan da devletçe kendilerine tahsis edilen yerleri işlerler.

Gündüzlü Köyü’nün, Evliya Çelebi tarafından yapılan tespit ve tasviri dikkat çekicidir. Şöyle ki: “Zâl-Derbend Köyü Menzili’ne gelince burası, İnegöl köylerinden yüz evli Türk köyüdür. Gayet derbent yerde olduğundan bütün tekliflerden (örfî vergilerden) muaftırlar. Buradan iki Pamukçu Türkmeni arkadaş alıp Domaniç Derbendi’ne doğru ormanlıklara girdik. Kılavuz Türkler, bir yere kadar bizi, götürdüler ve sonra da bu yoldan sağa-sola ayrılmadan devam edin, varın sağlık ile deyip kayboldular”

Belgelerin tetkikinden de anlaşılacağı üzere Gündüzlü Köyü,başta Kurşunlu, Kınık, Özlüce, Çitli ve Eymür köyleri gibi derbentçi bir köydür. Özel bir statüye sahiptir.

Tahtaköprü-Çukurca arasında yer alan ve Domaniç Beli diye anılan stratejik bölgeyi korumakla yükümlü tutulmuşlardır. Bu sebeple kendilerinden divan-ı örfiyye adı verilen vergi, alınmamıştır.