Köydeki tepeyi aştıktan sonra devamlı iniş yoluna devam ediyorduk. Ben hem yolun iniş yolu olması ve hem de arabanın daha kolay hareket etmesi ve hepsinden önemlisi de acemi ve tecrübesiz olmam dolayısıyla arabayı vitesten attım ve iniş yolunda hep hızlı ve sadece frene basa basa aşağı iniyordum. Köyden ayrıldıktan 5-6 dakika sonra Doğanyurdu köyünden geçtikten sonra Cerrah kasabasının üzerine gelmiştik.3-5 km.lik bir virajlı yolu tepe aşağı indikten sonra önce Cerrah kasabasına ve sonra da İnegöl e varacaktık.
Gideceğimiz bu kısa yoldan ilk defa geçeğim için hem yolu bilmiyorum hem de neresi keskin viraj neresi düzlük olduğunu kestiremiyordum. Aşağısı hem yüksek bir yamaç ve dere boyunda da büyük bir baraj vardı. Acemilik işte ben hala arabayı vitesten atmış öylece yokuş aşağı inmeye devam ediyordum. Yaklaşık 2-3 dakika daha ilerleyince dik bir yokuştan aşağı inerken tamamen frene yüklenmiştim. Fren uzun yüklenme sonucu kabarma ve şişme yapmış zamanla tutmaz hale geliyormuş, bende fazla yükleme yaptığım için iyice kabarmış ve tutmaz hale gelmişti. Yokuşun bitiminde keskin bir viraj çıktı karşıma.
Yolu bilmediğimden ve gece olduğu için ilerisini de iyi göremediğimden son bir gayretle frene yüklendim ama baktım fren hiç tutmuyor, sonra aracı yine vitese atıp durdurayım dedim ama aracın hızı fazla olduğundan vitese de geçmedi. Yani artık araç tamamen benim kontrolümden çıkmıştı. Bir an ne yapacağımı bilemedim. Arabada beş kişiydik ve ölümle burun buruna gelmiştik.
Baktım olacak gibi değil son bir gayretle Allah dedim ve bütün gücümle direksiyonu kırarak keskin viraja girdim ama hızım fazla olduğu için virajı tam dönemedim ve havalanıp araçla beraber ters dönerek bir takla attıktan sonra yolun altında ki tarlada aracımız yine düz halde tekerleklerin üzerinde durdu.
Ben hala daha acaba kaç takla atacağız diye beklerken tarlanın kenarında durmuştuk. Tavan yamulmuş ön cam kırılmış arkada oturanlara bir şey olmamış sadece önde oturduğumuz için kırılan ön camın parçaları ağbimle benim alnımda ve yüzümde ufak tefek sıyrıklar yapmış başka da hiçbirimize bir şey olmamıştı. Bu kadar az hasarla atlattığımız için Allah a şükretmiştik. Eğer orada değil de yüz iki metre yukarıda aynı durum olsaydı Allah göstermesin hem beş yüz metre yamaçtan yuvarlanacağız hem de barajın ortasında kendimizi bulacak ve belki de hiçbirimiz kurtulamayacaktık. Belki yaşayacak günümüz vardı veya daha önemlisi sırf teraviye yetişmek için halis niyetimiz nedeniyle Allah bizi korumuş bu kazayı böyle atlatmıştık.
Arabanın uzun süre vitesten atıp frenle gitmenin çok büyük tehlike olduğunu sonradan öğrenecektim. Ama yaptığım hatanın az kalsın kaç kişinin hayatına mal olacağını da böyle acı bir tehlikeyle ve tecrübeyle öğrenmiş oldum. Ondan sonra 40 yıllık şoförlük hayatımda bir daha böyle hata yapmadım. Çünkü şoförlükte en ufak bir hatanın bile insan hayatına mal olacağını hiç zaman unutmadım.Allah bütün şoför ve yolcularımızı her türlü kazadan ve beladan korusun.Amin!