Murat Altın'ın köşe yazısı
Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'e dair yazılarımıza bu hafta da devam ediyoruz.
İnegöl, Bursa iline bağlı, tarih ve doğal güzelliklerin iç içe geçtiği zengin bir coğrafyaya sahip bir ilçedir.
Coğrafi konumu itibariyle, Uludağ ve Domaniç dağları gibi etkileyici doğal güzelliklere ev sahipliği yapar. Bu dağlar, İnegöl Ovası'nı bir hilal şeklinde güneyden sararak, bölgenin eşsiz bir manzaraya sahip olmasını sağlar. Kuzeyde ise, yaşlanmış ve oturmuş bir görünüme sahip Ahî Dağı bulunur. Bu çeşitlilik, İnegöl'ün jeolojik yapısını ve doğal güzelliklerini daha da önemli kılar.
İnegöl Ovası, çevresindeki bu dağlardan inen akarsular sayesinde bereketli bir alan oluşturur. Bu akarsular, özellikle tarım ve yerel ekosistem için hayati öneme sahiptir. Ancak, bu zengin su kaynaklarının varlığı, yerel halk ve yöneticiler için su yönetimi konusunda önemli sorumluluklar da getirir.
Dağlardan inen akarsuların debileri mevsimlere ve çevresel etkilere bağlı olarak değişiklik gösterir. Uludağ ve Domaniç Dağları'ndan inen akarsuların debileri genellikle yüksekken, Ahî Dağı'ndan gelen akarsuların debileri daha düşüktür ve yaz aylarında bu akarsulardan bazıları kuruyabilir. Bu durum, su kaynaklarının etkin bir şekilde yönetilmesini ve korunmasını gerektirir.
İnegöl Ovası'nın şekli ve konumu, yerel ekosistem üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Ova, genel olarak doğu-batı yönünde uzanır ve bir yeşil fasulyeyi andıran bir yapıya sahiptir.
Deniz seviyesinden 320 metre yükseklikte olan bu ova, uzunluğu 24 kilometre ve en geniş yerinde 9 kilometre genişliğe sahiptir. Bu geniş ve verimli ova, İnegöl ve çevresindeki topluluklar için tarım, yaşam ve ekonomi açısından önemli bir kaynaktır.
İnegöl ve çevresindeki akarsular, çeşitlilik gösterir ve ovanın çeşitli noktalarına hayat verir. Kara Dere, Kavaklı Dere, Ak Dere/Cerrah Deresi ve diğerleri gibi isimler, bu bölgenin su zenginliğini gösterir. Ancak, bu zenginlik aynı zamanda sorumluluk da getirir. İnegöl'ün su kaynaklarının korunması, yönetilmesi ve etkin bir şekilde kullanılması, yerel halkın ve yöneticilerin üzerinde durması gereken bir konudur.
Recep Akakuş hoca derelerimizin listesini kitabında şu şekilde vermiştir:
"İnegöl Ovası’na Uludağ ve Domaniç Dağları’ndan inen akarsular, batıdan doğuya doğru, şöyle sıralanır: Kara Dere, Kavaklı Dere, Ak Dere/ Cerrah Deresi, Hoca Köy Deresi/ Ali Ağa Deresi (Bu iki derenin birleştirilmiş şekli Kalburt Deresi adını alır . Bedre deresi, Akçasu Deresi, Çamlık / Çandır/ Hamamlı Deresi, Mezit Deresi.
Bunlardan son üçünün birleşimi olan Koca Dere, İnegöl Ovası’nı kuzeyden yalayarak Hamzabey Boğazı’na ulaşır.
Ahî Dağı’ndan İnegöl Ovası’na inen dereler de, batıdan doğuya doğru Bayram Deresi, Değirmen Deresi, Dömez Deresi, Güngörmez Deresi, Karanlık Deresi, Kocagüney Deresi, Çayköy / Cehennem Deresi şeklinde sıralanır."
Su yönetimi ve korunması, sadece doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda gelecek nesiller için de bu kaynakların korunmasını garantiler. İnegöl'ün su sıkıntısı yaşaması ve suyun pahalı olması gibi sorunlar, yönetim ve planlama konularında daha fazla dikkat ve özen gerektirdiği sonucunu doğuruyor.
İnegöl'ün dağları ve akarsuları, bu ilçenin doğal zenginliklerinin sadece bir parçasını oluşturur. Bu zenginlikler, bu bölgenin sadece estetik değil, aynı zamanda ekolojik ve ekonomik değerini de artırır. İnegöl ve çevresindeki su kaynaklarının korunması, sürdürülebilir yönetimi, ve etkin kullanımı, bu doğal zenginliklerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından hayati öneme sahiptir. Bu, aynı zamanda bölge halkının yaşam kalitesini artıracak ve yerel ekonomiye önemli katkılar sağlayacaktır.
Su kaynaklarına yönelik çeşitli tehditler bulunmaktadır; bu tehditler arasında kirlilik, aşırı kullanım ve iklim değişikliği sayılabilir. Bu nedenle, su kaynaklarını koruma ve sürdürülebilir şekilde yönetme konusunda yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, ve halkın işbirliği içinde olması gerekmektedir. İnegöl gibi su kaynakları açısından zengin bölgelerde, su yönetimi stratejilerinin geliştirilmesi ve uygulanması, bu kaynakların korunması için kritik önem taşımaktadır.
Ayrıca, su kaynaklarının etkin kullanımı ve korunması, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları ile desteklenmelidir. Halkın su tasarrufu konusunda bilinçlendirilmesi, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi açısından önemli bir adımdır. İnegöl'deki su kaynaklarının değerinin anlaşılması ve bu kaynaklara yönelik tehditlerin farkında olunması, yerel toplulukların bu doğal zenginlikleri koruma çabalarını güçlendirecektir.
Sonuç olarak, İnegöl ve çevresindeki dağlar ile akarsular, bölgenin doğal güzelliğinin ve ekolojik dengesinin bir parçasıdır. Bu doğal kaynakların korunması ve akılcı kullanımı, yerel halkın yaşam kalitesini artırırken, gelecek nesillere de sağlıklı bir çevre bırakılmasını sağlayacaktır. Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi, bu hedeflere ulaşmak için atılması gereken adımlardan sadece biridir.
İnegöl'ün doğal zenginliklerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı, bölge için ortak bir sorumluluk ve ortak bir gelecek vizyonu olmalıdır.
Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!