Bir çocuk, fazla uyuduğu korkusuyla yatağından birden fırlıyor, “baba bugün kitap fuarına gidecektik hani” diye uyarı çığlığı atıyordu.
Kasım ayının son haftası anne baba çoluk çocuk herkeste büyük bir telaş vardı. Arabasından inen kitaplara doğru hücum ediyordu sanki aile boyu.
Son yılların en mutlu edici ve umut verici sosyo-kültürel hareketi memlekete ve millete hayır getirecekti.
Bir yazar, hafta sonu programında, inegöl'e gidilecek; söyleşi ve imza günü yapılacak notunu görünce saate dikkat ediyor.
Bütün kitap fuarlarında hissettiği o derin ve geniş mutluluğu bir kez daha hissediyor. Kimi yazarlar her sene gelirken kimileri ilk kez katılıyor İnegöl’deki fuara.
İnsanların sıcak ilgisinden ve tebessüm dolu simalarıyla aynı kareler içinde yer almasından memnun.
Aynı havayı soluduğumuz, aynı gök kubbe altında yaşadığımız küçük büyük (öğrenci, öğretmen, müdür, iş adamı, akademisyen vb.) yerli yazarlar da gururlandırıyordu.
Herkes kitap yazabilir hissini aşılıyordu İnegöllülere. Az satan kitapları başında bekleyenler bile eşi dostu görünce mutlu oluyorlardı.
Üç düzine sayısına ulaşmış yazar topluluğu kendisine ayrılmış gün içinde nöbetteydi.
İnegöllü bir yazar fuardaki kendilerine ayrılmış mekanda eserlerini gösteriyor, şiir kitaplarını, romanlarını, hikayelerini, kendisiyle röportaj yapan liseli gençlere tanıtıyordu.
Edebiyat öğretmenlerinin, kitap fuarına gidip yazarların herhangi biriyle “röportaj yapmalarını” ve onlarla fotoğraf çekilmelerini isteğini yerine getirenlerdi bunlar.
Röportaj yapan öğrencilerin yanında ne kadar çok yazarla fotoğraf çekinirseniz yüksek not alacaksınız tebligatı sonrasında kırkı aşkın yazarla bir karede zamanı dondurmuştu bazıları.
Issız yerlerde define arar gibi kitap fuarının her tezgahında yazar arıyorlardı. Yazarın ismini ve eserlerini görünce “sizinle fotoğraf çekinebilir miyiz?” ricası hiç kırılmamış ya da geri çevrilmemişti.
Katılımcılar, yazarlar, okurlar, görevliler derken derken kitaptan hiç bahsetmedik sanki. Sadece etrafında oluşan kahramanlardan, olaylardan bahsedildi. Kitaplar nerede? Onlar şimdi okumak için masanın üzerinde bekliyorlar. Keşke bir sonraki kitap fuarına kadar okunacak kitapları yığsaydım, diyen okuyucular da vardır belki.
440 gündür gökyüzünden rahmet yerine bombaların yağdığı Gazze Direnişi devam ederken, 50 bine yakın insan şehadete yürürken, onca masum kadın, çocuk ve siviller toprağa düşerken, yeryüzünde vicdan sahibi insanlar zalim siyonist İsrail mallarını boykota devam ederken, vicdanımızı rahatsız etmeyecek böyle bir organizasyon için -elimiz mahkum- koskoca bir teşekkürü yüzlerine karşı söylerken ve ihlaslı bir kucak duayı da arkasından gönderiyoruz. Sağ ol başkan...
AHMET TAŞTAN