Bir belediye başkanı o gün kendini çok şanslı ve mutlu hissediyordu 8. İnegöl kitap fuarını açılışını yapacağını düşündüğünde.

Bir milletvekili, bir kaymakam, kendisinden başka kitap dostu bir belediye başkanı ve ilçenin diğer  protokol üyeleri ile beraber olacaktı.

 Mobilyanın fuar merkezinde gerekli tüm hazırlıklar yapılmış olduğunu tecrübeli görevlilerden öğrenmişti.

Kırmızı halının üzerine saf saf dizilmiş beyaz sandalyelerin bulunduğu mekana kitap yağıyordu.

Yağıyordu ama yere düşmüyordu onlarca kitap başın üstünde hafif rüzgarın etkisiyle vals yapan bir prenses gibi dönüp duruyordu ağır ağır.

Konferanstan konferansa koşan, tatlı ve duygusal anlatımıyla açılışa renk katan bir yazar da kitap fuarının anahtarı gibiydi.

Kurdela kesiminden önce kitaba ve okumaya yönelik yapılan değerlendirmeler ve emeği geçenlere teşekkür etmeler faslı bittikten sonra makaslar çalıştığı ve yüzü aşkın yayınevinin stand açtığı kitabistanda yolculuk başladı.

Öncü kuvvet niteliğinde protokol her standı gezerek hoş geldiniz, tebrik ediyorum, hayırlı satışlar diliyorum gibi nakaratvari cümleler eşinde yüzlerde tebessüm ellerim birbirine kavuştuğu seans biraz yorucu olmuştu.

Özel güvenlik kıyafetini giyen bir görevli, on gün sürecek çiçek tarlasının ortasında ayaklarına kara sular ininceye kadar bekleyeceği bu zorlu günleri nasıl atlatacağını düşünüyordu.

Tüm görev zamanlarının en çok eş dost gördüğü, çoluk çocukla muhatap olduğu hatta televizyonlarda izlediği ya da ismini duyduğu onlarca yazarı görme ve dinleme imkanını yakalamıştı.

Her rahmetin bir zahmeti olur düşüncesiyle bütün gün ayakta beklemesinin yorgunluğunu akşam evinde helal lokmaya dönüştüğünde unutacaktı.

“Bunca çalışmadan sonra belediye başkanı artık size bir izin yazar” diyen dostuna, “yok hocam yarın yine iş var ama bu kadar yoğun değil!” cevabıyla hayatın akışına işaret etmişti güvenlik görevlisi.

Huzur içinde kavgasız gürültüsüz bunca kalabalığın tatlı bir ahenkle ziyaret ettiği bu fuar, kitabın insanlara vermiş olduğu yüksek değerden kaynaklanıyor galiba diye düşündü.

Belediyelerin yüzlerce sosyal faaliyeti arasında en değerli ve en kalıcı etki yapan ve gittikçe ilgi toplayan kitap fuarına, söyleşi ve imza için teşrif eden onlarca yazar da ilgiden memnundu.

“Seneye bir daha gelmek isteriz davet olursak” cümleleri bu memnuniyetin göstergesiydi. Özellikle hafta sonu yapılan söyleşiler ve imza günleri o kuru yazarı çok doyurmuştu.

Kitap imzalatmak için dakikalarca sırada bekleyenlerin, beklerken kitabı okumaması biraz ilginç gelmişti.

Arkadaşıyla konuşmuyor, telefonla ilgilenmiyor ve elindeki kitaplarla yorulduklarında ayak değiştiren imzalı kitap koleksiyonu yapan hayran kitlesi, can sıkıntısıyla boş boş etrafa bakıyorlardı.

AHMET TAŞTAN