Mehmet Arif Selim'in Köşe Yazısı

Tarihin akışını değiştiren Malazgirt zaferi ile 1071'de başlayan,  Anadolu'daki varlığımız devam ediyor. Çok şükür.

Bu topraklara gelirken bir vatan sahibi olmanın yanısıra, sahip olunan bir dava daha vardı; İlayı Kelimetullah'ı Anadolu'ya ve Anadolu'danda Asya, Avrupa coğrafyasına yaymaktı. Mazluma kalkan olmak, ümmete kol kanat germek ise bir başka hededti.Bunlar ve daha fazlası Kızılelma'larımızdı.

Nasıl ki insanın hayatında yarınlara dair hedefleri vardır, milletlerin de yarınlara dair hedefleri vardır. İşte bu hedeflere bizim milletimiz Kızılelma demiştir.

Bizim milletçe benimsediğimiz ve elimizden geldiğince gerçekleştirdiğimiz  hedeflerimize bakarsak bencil ve menfaat odaklı olmadığını rahatlıkla görebiliriz tarih boyunca.

Biz sadece kendimiz için kurmamışız hayallerimizi. Milliyetine ve inancına bakmadan mazlumu, mağduru korumayı öncelemişizdir. Biz ümmeti de bir parçamış görmüş ve ümmetin de korunmasını Kızılelmamız haline getirmişiz.

Malazgirt'te Sultan Alparslan'a kefenini giydirip savaşta ölümü göze aldıran bu anlayıştır, bu Kızılelma mefkuresidir.

Malazgirt'te kazanılanı korumak için ne kahramanlar can verdi geçen asırlarda. Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı ve Cumhiriyet dönemlerinde nice "güneşler" battı Hilal,  vatan ve Kızılelma uğrunda. Hepsinin mekanları cennet olsun.

Hedefsiz insan nasıl ki boş bir hayat yaşarsa,  hedefsiz milletler de boşuna yaşarlar bir süre ve ardından ise yok olurlar.

Bu sebeplesir ki, tarihten ilham alarak, milli hedefler koyarak yol almak olmazsa olmazımızdır.

2071'de yani Malazgirt'in 1000.yılında veya 2453 yılındaki İstanbul'un fethinin 1000.yılında daha güçlü bir millet olmayı ve daha güzel bir dünyada yaşamayı tasavvur edebiliyorsak ve buna dair hedefler koyuyorsak işte o zaman yaşıyoruz demektir ve işte o zaman geleceğe güvenle bakabiliriz.

İddialı olmak, o iddialara yönelik stratejiler geliştirmek ve o stratejileri gerçeğe dönüştürmek için çalışmak şarttır. Örneğin kurulan Türk Devletler Teskilatı'nın etkinliğini artırarak Türk Birliği kurmak bir Kızılelma olmalıdır bence.

Ardından İslam Birliği amaçlı bir teşkilat kurmak başka bir Kızılelma olmalıdır.

Çağın en iyi teknolojilerini üreten, sadece dünyada değil uzayda da en etkin güç olan, gücüyle sömürü düzenini yıkan, adalete dayalı yeni bir dünya kurup aleme nizam veren bir ülke olmak gibi kısa, orta ve uzun vadeli Kızılelma'ları olan bir millet olmalıyız. Başarmak veya başaramamaktan daha önemli olan bu tip hedefleri belirleyip o hedeflere doğru yol alabilmektir. Sefer bizden, eğer layık olursak zafer Allah'tandır.

Yeni Kızılelmalar ile yeni zaferlere yelken açmazsak Malazgirt'i veya Dumlupınar'ı kutlayacak bir nesil olmayacaktır gelecekte. Anadolu'da Müslüman ve Türk varlığı da kalmayacaktır gelecekte. Zira kıyameti yaşayan ve her geçen gün daha kötüye giden  bu dünyada, şeytani ve emperyalist güç sahipleri ilk fırsatta bizi tarihten silmeye çalışırlar.

Var olmak için iddia sahibi olmak ve güçlü olmak zorundayız. Bu nedenledir ki sürekli Kızılelma peşinde koşmalıyız.

Vatanımızda özgürce yaşamamıza vesile olan, tarih boyunca can veren tüm şehitlerimize  rahmet olsun. Millete ve ümmete hizmet eden tüm 'Alparslanlar' a da rahmet olsun.

Binlerce yıllık köklerinle birlikte, nice 100.yılların olsun Türkiyem.