Her hafta insanın belli bir şeyleri konuşması oldukça zor. Lakin önümdeki kitabın yapraklarını çevirirken gözüme ilişen başlık düşünsel yolculuğumu başlatmış oldu.

“Allah yolunda her ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir” Sebe Suresinin 39. ayetinde böyle buyuruyor âlemlerin Rabbi.

 Bir Müslüman için, dünyanın en güzel ve en sağlam güvencesini veren bir bankadan ya da devlet güvencesinden bahsetmiyoruz burada. Kainatı yaratan yoktan var eden, rızık veren Allah (CC) bize garantörlük vaat ediyor.

“Allah yolunda her ne harcarsanız...”  Zaten onlar bizim değildi. Bize emanet olarak verilmiş olan her şey  mesela canımız, mesela mallarımız, mesela zaman, sağlık vb. her ne varsa... Sadece yapmamız gereken şey, bunu “Allah yolunda harcamak.”

İşte “niyet” burada devreye giriyor. Kalbin yaptığı şeyi kastetme kararlılığı.

Orada sadece sen varsın. Kimsenin yönlendirmesinin etkisi olmadığı o kalp diyarı, senin vereceğin kararla şekillenecek.

Ne kadar derin bir psikoloji olduğunu hissediyoruz. Niyet, bilgi ile şekilleniyor. Karar vermek, iradeyi ortaya koyuyor ve onu gerçekleştirmek tam bir şahsiyet işi.

Para karşısında insan psikolojisi ne tür tepkiler verir, bunu herkes bilir. Bilir dediğime bakıp da herkes aynı tepkiyi verir sanmayın. Ayrıca, sadece “şarap, şişede durduğu gibi durmaz” sözü için geçerli değildir.

Hakkını veremeyeceğin çok mal sahibi olmak ya da sorumluluğunu ve bilincini bilmediğin bir makam sahibi olmak da aynı sarhoşluğu yaşatır insana.

Hani içki için kötülüklerin annesi derler ya. Para da ondan geri kalır yani yok sanki. Çünkü her kapıyı açabilecek bir maymuncuk vazifesi görür insan hayatında.

Para karşısında psikolojisini sağlam tutacak insanlar hakkında hüküm verilmiştir zaten. Bunu ancak inancının kurallarını yaşayan Müslüman yerine getirebilir. Nasıl mı?

Malının kırkta birini zekat, gönlünden koptuğu kadar sadaka vererek, orucun kabulü için fitre takdim ederek..

Allah yolunda harcayan asla zarar etmez. Kendisine çok kuvvetli ve cömert bir ortak bulmuştur. Allah'a güvenerek zekat sadaka vermek ne büyük bir iradedir.  Stres oldum, psikolojim bozuk diye endişelenmenin hiçbir mazereti yok.

Şimdi kurban bayramı arifesindeyiz. Yine malla yapılan bir ibadet ve ve niyetimiz söz konusu. “Kestiğiniz kurbanların kanları ve etleri Allah'a ulaşmaz ancak halis niyetiniz Allah'a ulaşır.”

 Bilmem şu kadar para vererek aldığımız kurbanın maddi değerler karşılığı taşıması ön plana alınmaz. İnsanın iradesi ve ibadet duygusu psikolojisini şekillendirir.

Velhasıl maddi olan her şeyin derunumuzla ilgili bir boyutu vardır. Allah’a teslimiyetin bir şaheseri olan kurban ibadetini, para ve psikoloji ilişkisi gibi tekrar bir düşünmek gerekir bence.

AHMET TAŞTAN